“Her şey benim için alegoriye dönüşüyor.” Charles Baudelaire Giriş Sanat, insanın dünyayı ve yaşamı bir tür kavrayış ve ifade biçimi olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla bir yeniden üretim süreci olarak sanat, bugün meydana gelmekte olan dönüşümü anlamanın zeminini de sunmaktadır. Bu bağlamda, metinde peşine düşülen ister akış ister süreç ister dönüşüm olarak adlandırılsın, bugün söz konusu
Cahide Sonku Kimdir? Cahide Sonku ya da gerçek adıyla Cahide Serap Türkiye’nin doğumuyla çocukluk yılları kesişen ve bu zorlu süreçte kendi hayatının da zorluklarıyla başa çıkmaya çalışan biri olarak tanımlamak Cahide’nin yaşamını anlatmak için kısa bir özet sayılabilir. Cahide Sonku 27 Nisan 1919’da Yemen’de doğmuştur. Babası Osmanlı subayı Yüzbaşı Necati Bey ve dedesi 7. Ordu
Giriş Sanat, farklı kültür ve geleneklerdeki insanların ortak paydada buluşmasını sağlayan önemli mihenk taşlarından birisidir. Zihin, beden ve ruh da dahil olmak üzere insan kişiliğinin tüm karmaşıklığına dokunur ve bunların göze, kulağa ve ruha estetik bir şekilde dokunmasını sağlar. Sanat kavramının varlığı sanatçılara bağlıdır. Sanatçı, eser ortaya koyar ve bu eserler de sanat kavramını oluşturur.
Giriş İletişime düzen ve açıklık getirme dürtüsü, insanlığın varoluşundan bu yana birlikte yaşamanın başlıca koşuludur. İnsan, düşünce ve kavramlara görsel bir anlatım kazandırmanın yollarını araştırmıştır. Görsel iletişimin başlangıcını mağara duvarlarındaki resim ve işaretlerden de görmek mümkündür. Sanatın başka bir dalı olan müzik de sanat tarihi boyunca resim ile iç içe olmuş ve birbirlerini etkilemişlerdir. Wassily
Sanat tarihçileri ve arkeologlar eskinin her zaman daha iyi olduğu düşüncesine o kadar çok kapılmışlardır ki kendilerine en çok hitap eden sanatın en eski sanat olduğunu düşünerek, bu fikri kanıtlamak için tarihin tozlu sayfalarına kafalarını gömerek aramaya çalışmışlardır. Paleolitik Çağ, ibadet kültürlerinin mutlak yokluğuyla damga vurduğu bir evreyi temsil ediyordu. İnsan ölüm ve açlık korkusu
canım kızım, yüzündeki durgun yağmur içimde taze papatyalar açtırıyor her mevsim seni öpüp geliyor bir rüzgar hani o umutlarımı yeşerten gerek değilse de gülümsemek durmadan ağlamak neden varoluşun bile böyle güzelken canım kızım, ellerim buruşmuş kağıtlar yazıp da okuyamadığım mektuplar sana geçti deyip de silemeyeceksem gözyaşını
Hayatımızda çoğu zaman incelediğimiz herhangi bir şeyi nicelik ve nitelik olarak karşılaştırma durumuna girişiriz. Çeşitli senaryolarda, nicelik bizim için avantajı ifade ederken, bazen de nitelik bizim için önceliktir. Bu kıyaslama ister istemez zihnimizin bir köşesinde durur. Bir filmin yönetmenini, bir kitabın yazarını ya da bir sporcuyu takdir edeceğimiz zaman ise kendi zihnimizde bu değerlendirmeleri yapar
Soru: Hoş geldin Özer abi. Alegori Dergi ailesi adına teşekkür ederim, röportaj teklifimizi geri çevirmedin. Öncelikle, seni daha yakından tanımak isteyen okurlarımız olacaktır. Kendinden biraz bahsedebilir misin? Yanıt: Tabii. İsmim Özer Arslan. 1983 yılında doğdum, 39 yaşındayım. Uludağ Üniversitesinde İşletme okudum. Oraya gitme sebebim de aslında bir tiyatro kulübünün olmasıydı, üniversite tiyatrosuyla başladım amatör olarak.
Rönesans’ın kelime anlamı nedir? Rönesans’ı birçok farklı alanda (edebiyat, müzik, mimari vs.) etkileri ve yansımaları olan çağ olarak tanımlarsak yanlış olmaz ama eksik olabilir. Rönesans’ı daha iyi anlamak için kelime anlamına bakalım. Rönesans, Fransızca ‘renaissance’ kelimesinden türemiştir. Sözcük Fransızca naissance “doğuş” sözcüğünden re+ ekiyle birleşerek ortaya çıkmıştır. Latince yorumunda da aynı anlama gelen ‘nascentia’ sözcüğünden