alegori
/ KATEGORİ : EDEBİYAT
Amansız rüzgarın savurduğu kar taneleri, ufuğu süsleyen sıra dağların tepelerinden çam ormanlarına ve uçsuz bucaksız bozkırlara kadar her yeri beyaza boyamıştı.  Neredeyse bir aydır aralıksız yağmakta olan kar sayesinde bembeyaz bir örtüye sarılmış yeryüzü, beyaz bulutlarla kaplı gökyüzüne karışmış: doğa, kışın gelişiyle tersyüz olmuştu. Yaz boyunca çalışmış çiftçiler, boylarına kadar gelen karlar sayesinde emeklerinin sonucunu
alegori
/ KATEGORİ : FELSEFE
“Ey Krişna, ben ne zafer istiyorum, ne hükümdarlık, ne de yoğun hazlar. Böylesi bir durumda hükmetmenin, keyfin, hatta yaşamanın ne anlamı var? Tutkuyla onlar adına her şeyi isteyebileceğim bu insanlar; şimdi burada, savaş meydanında, canlarından ve mallarından vazgeçmeye hazır bir şekilde bana karşı saf tutmuşlar. Onları öldürdükten sonra benim için nasıl bir mutluluk olabilir, Ey
alegori
/ KATEGORİ : EDEBİYAT
Bir kadın, bir koku. Bir renk ve bir doku. Benliği rüyalarıma misafir, Heyecanı doğmamış güne eş.   Keten sarısı, safran sarısı, Aten sarısı, sapsarı… Güneş’ e ilişince birden Kurak gözleri kehribar.   Saman sarısı, saman alevi. Telaşı merakı yüreğimi yakan. Ruhunu kaplayan bedeni genç. Yüreği ıssız bereketli topraklar.   Sıcak bir yaz vaktinden hallice. Güneşe
Tanım Teorik olarak, ‘Kamusal sanat’ halka açık bir meydandan halka açık bir binanın içindeki bir duvara kadar, halkın erişebileceği bir alan için tasarlanmış ve bu alana yerleştirilmiş herhangi bir sanat eserini ifade eder. Bununla birlikte, uygulamada, bu tür sanat eserlerinin önemli bir yüzdesi depolarda veya özel devlet dairelerinde saklandığından, daha doğru tanım şöyle olabilir: Kamusal
alegori
/ KATEGORİ : EDEBİYAT
düşüyor yapraklar uçuşuyor narince birbiri ardına bazen düşüşünde gizemi bazen yere serilmiş öylece duruşunda çığlık mı atıyorlar yoksa sohbet mi ediyorlar savrulurken etrafta anlaşılıyor mu ne dedikleri yankılanan büyüleyici hışırtıda   belki de bana hissettirdiklerinden ibaret çürüyüp gidiyor yalnızca yemyeşil günleri dönmemek üzere bırakıyor öylece ardında zamanın verdiğini bihaber teslim ediyorken zamana biliyor mu güneşin
alegori
/ KATEGORİ : PSİKOLOJİ
Giriş: Günümüz dünyasında neredeyse hepimiz gündelik işlerin peşinde koştururken, bir yandan da sonrasında yapmamız gerekenlerin hesabını tutarız. Bir geçmişe gideriz bir geleceğe. Kaçınılmaz olduğunu düşündüğümüz bu kısır döngüde aslında kaybettiğimizi farkına varmadığımız güçlü bir gerçeklik vardır: İçinde bulunduğumuz o an, şimdi ve burada olma hali. Şimdi ve burada olamadığımızda aslında o anı kaçırmış hissetmeye başlıyoruz.
alegori
/ KATEGORİ : HUKUK
Fetüs bir birey midir? Kişilik hakları ne zaman başlar? Kadının kendi bedeni üzerindeki hakları mı daha fazla önem taşır, bir fetüsün potansiyel taşıması mı? Hangi durumlarda kürtaj makul ve kabul edilebilirdir? Hangi durumlar nedir? Yeni doğan bir bebeği öldürmenin suç olduğunu birçoğumuz doğrudan söyleyebiliyoruz. O halde bazı konularda ahlakilik ölçütünü belirleme hususunda hepimiz hemfikir olabiliyoruz.
alegori
/ KATEGORİ : TARİH
Likya Uygarlığı, Likya Birliği, Likya Devletleri, Likyalılar… Mutlaka daha önce duyduğunuz kelimeler, hatta kuvvetle muhtemel ki bir çoğunuz şimdiye dek en azından bir kez eskiden bir Likya şehri olan bir alanda bulundu veya bilinçli olarak ziyaret ettiniz. Likya, antik dünyanın önemli ve güçlü bölgelerinden birisi olmakla birlikte Anadolulu bilinci ve kültürel miraslarımızı sahiplenme güdüsü için
alegori
/ KATEGORİ : PSİKOLOJİ
UYKU REÇETESİ : BABAANNE YORGANI              Uyku, organizma için yemek, su, nefes alma gibi vazgeçilemez bir ihtiyaçtır ve çok önemli işlevleri vardır. Gün içinde sağlıklı ve keyifli olmak için rahat ve kaliteli uyku en önemli faktörlerden biridir. Günde erişkin bir insanın ortalama 7-8 saat uyuduğu düşünülürse insan ömrünün üçte biri uykuda geçiyor demektir. Uyumadan yaşamak
alegori
/ KATEGORİ : FELSEFE
“Kalabalığın tüm kötülüklerini nefret dolu değil saçma göstermek için eğilmeli ve Heraklitus ‘tan ziyade Demokritus’ u taklit etmeliyiz. Heraklitus halka açık yerlere gittiğinde ağladı, oysa Demokritus güldü: Heraklitus ‘a tüm aktivitelerimiz berbat görünüyordu, Demokritus’ a kadar. Yani her şeyi hafifletip kolay bir akılla katlanmalıyız, hayatla dalga geçmek, onu çırpınmaktan daha insancıldır. Yas tutmaktansa gülen adam