
canım kızım, yüzündeki durgun yağmur
içimde taze papatyalar açtırıyor her mevsim
seni öpüp geliyor bir rüzgar
hani o umutlarımı yeşerten
gerek değilse de gülümsemek
durmadan ağlamak neden
varoluşun bile böyle güzelken
canım kızım, ellerim buruşmuş kağıtlar
yazıp da okuyamadığım mektuplar sana
geçti deyip de silemeyeceksem gözyaşını
ıslatmaz beni sevdiğimiz o yağmurlar
gerek değilse de birlikte olmak
sensiz kalmak neden
hüznün derime ince ince sızarken
canım kızım, suskunsun bugün
kedim küskün ve pencerem üzgün
kaselerde bidolu hüzün
lavaboya bir şey dökemiyorum
gerek değilse de şiir yazmak
rafa kaldırmak neden
bu yürek henüz tozlanmamışken
canım kızım, düşüyoruz yerküreye
uzakta, iki ayrı tepeye
bir renk var yalnız bizim bildiğimiz
gökyüzünü ona boyuyoruz
gerek değilse de mavi olmak
hemen solmak neden
o rengi daha unutmamışken
canım,
günleri gecelere katıp karıştırıyorum
sancılar içinde güneş, doğamıyorum
yanaklarımda gökkuşakları
bir seni ebeleyemiyorum
önümüz kışsa ve ev soğuksa
canım, unutma, seni seviyorum
-Leyla Nisa Aktaş