Rosenhan deneyi, insanların psikolojik yönden tam olarak anlaşılamayacağını anlatan o dönemin psikiyatri camiasını yerle bir eden deney. 1973’te Amerikalı araştırmacı David L.Rosenhan bir deney yapmaya karar verir. Deneyin amacını Rosenhan şu sözlerle açıklar: “Birçok cinayet davasında, suçlanan tarafın yanında olan psikiyatrisler, kişinin psikolojik durumu normal olmadığından ceza almaması gerektiğini savunurlar. Davacı tarafta yer alan ünlü
Giriş Ne zaman gündemi etkileyen bir suç işlense ve sonrasında ilgili kişi hakkında bu suç şüphesi sebebiyle soruşturma başlatılsa bir anda söz konusu şüphelinin neden halen dışarıda olduğu tartışmaları alıp başını yürüyor. Sosyal medyada da sıkça masaya yatırıldığına şahit olduğumuz bu konunun çözümü gerçekten de bu kadar basit mi, her şüpheli ya da sanık gerçekten
Hukukun tarihsel gerçekliğine baktığımızda Roma döneminden bu yana norm koyarak toplumsal düzenin sağlanacağı tahmin edilmiştir. Ağırlıklı olarak bu yöntemin başarılı olduğu kanaatinde olsak da faşist dikta rejimlerde bu yöntem tam tersine hukuk devleti adı altında birçok suçu örtmek için kullanılmıştır. Şöyle bir 1500-1600 yıl öncesine küçük bir yolculuk yaptığımızı varsayalım. Dönemin Doğu Roma İmparatoru Justinianus
Giriş Dostoyevski, “Suç ve Ceza” romanında “Cezası çekilmeyen suç insanın peşini bırakmaz.” der. Fakat onun kaleme aldığı Raskolnikov’un tersine gerçek hayatta suçluların kendi kendini ortaya çıkardığı ve suç mahalline döndüğü çok az görülür. Hatta insanlar bazen faili değil mağduru oldukları suçları bile gün yüzüne çıkarmamaktadırlar. İşte bu durumda da “suçta karanlık alan” kavramı ile karşılaşırız. Suçta
Genel Olarak 2019 yılının son günlerinde hayatımıza giren ve 2021 itibariyle halen hayatımızın bir parçası olmaya devam eden Covid-19 isimli virüs, ortaya çıkması ve pandemi halini alması ile beraber hukuki yönden de birçok soruna konu olmuş ve büyük bir tartışma yaratmıştır. Birçok aşı şirketi, virüsün ortaya çıkmasından sonra çalışmalara başlamış ve 2020 ortalarından itibaren birtakım
Giriş 1 Aralık 2019 tarihinde Çin’in Hubei bölgesinin başkenti Vuhan’da ortaya çıkan virüs salgını 11 Mart 2020’de Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel salgın ilan edildi. Dünya genelinde hayatın olağan akışını fazlaca etkileyen bu pandemi süreci hukuk alanında da çeşitli soru ve sorunlara yol açtı. Bu yazımda son iki yılda özellikle kira sözleşmeleri özelinde tartışmalara yol
İnsan haklarını Türkiye üzerinden anlatmadan önce hangi insanların hangi haklarından bahsediyoruz, ilk bunu cevaplayalım. İnsan hakları nesnel bir kavramdan öte her olayın her kişinin özelinde değişen hatta değişimine asla ayak uyduramayacağımız bir kavramdır. Örneğin seküler bir yaşam biçimini benimseyen bir insan için genelde özgürlük üzerinden algılanırken kendini ruhani inanışlara kaptıran bir insan için daha çok
Son zamanlarda gündemi işgal eden yeni Anayasa yapımı tartışmalarının yanı sıra yakın zamanda gündemimize yeni bir konu daha eklendi: Anayasa Mahkemesi kapatılacak mı? Ülkemiz siyasetinde gündem çok çabuk değişebilmektedir. Bununla beraber yaklaşık birkaç senedir ara ara gündemimizi işgal eden en önemli meselelerden birisi, ülkemizde yeni bir Anayasa çalışmasının yapılması meselesidir. Hatta bu tartışmalar artık bir
Genel Olarak Bu yazımda soykırım suçunun tarihsel gelişim sürecini anlattıktan sonra soykırımı, uluslararası sözleşmeleri göz önünde tutarak tanımlayacağım. Daha sonra ise bu bilgiler ışığında Osmanlı Devleti döneminde yaşanan ve zaman zaman tartışma konusu olan ve hatta bazı ülkelerin soykırım kabul ettiği 1915 Olaylarının bu suç kapsamına girip girmediğini açıklamaya çalışacağım. Soykırım Suçunun Tarihçesi Soykırım suçunun
Giriş Çoğumuz hukuk, adalet, eşitlik ve buna benzer kelimeleri sürekli duyarız. Ülkelerin temel problemlerinin bu kavramlara dayandığını, yargının bağımsızlığının sağlanması gerektiğini, hukuk devleti olma yolunda adımlar atılmasının önemini birbirimize anlatır dururuz. Realitede ise bu soyut kavramların özünde yatanlar neredeyse hiçbir zaman gerçekleştirilmez, belki de gerçekleştirilemez. Bu yazımda hukuk ve gelişmemiş devlet kavramlarını, gelişmemiş devletlerde hukukun