Suçta Karanlık Alan

/ / HUKUK
Giriş 

Dostoyevski, “Suç ve Ceza” romanında “Cezası çekilmeyen suç insanın peşini bırakmaz.” der. Fakat onun kaleme aldığı Raskolnikov’un tersine gerçek hayatta suçluların kendi kendini ortaya çıkardığı ve suç mahalline döndüğü çok az görülür. Hatta insanlar bazen faili değil mağduru oldukları suçları bile gün yüzüne çıkarmamaktadırlar. İşte bu durumda da “suçta karanlık alan” kavramı ile karşılaşırız. Suçta karanlık alan konusunu incelemeden önce suç kavramını temellendirelim. 

Suç olgusunun doğumunu insanlık tarihinin başlangıcına denk tutmak yanlış olmaz. Kısaca “korunan hakların ihlali” ya da “ceza gerektiren haksızlık” olarak tanımlanan suç, modern çağda devletlerin kontrol alanındadır. Devlet, vatandaşı ile arasında kurulan rıza ya da cebir temelli sözleşme çerçevesinde, buyruğunda yaşayanları korumalıdır; korumanın kime ve neye karşı olacağı sorusu ise bizi suç ve suçlu kavramlarına götürür. 

Korunması gereken hakların ihlalini gerçekleştirenler yani suçlular yaptırıma tabi olacaktır.  Yaptırımdan bahsedebilmek için öncesinde “suçun ortaya saçılması” ve “failinin bilinmesi” gerekmektedir. Hukuk, bilinmeyene infaz rejimi uygulayamayacaktır. 

Hayatın olağan akışında ise her suçun ve failinin aydınlandığını söylemek mümkün değildir. Gün içinde yüzlerce kadın, cinsel taciz ya da sarkıntılığa maruz kalmakta ama görmezden gelmektedir ya da ebeveynleri tedip hakkını kötüye kullanan onlarca çocuk, ana babasının velayeti altında şiddete maruz kalarak yaşamaya devam etmektedir. DW  Gündem’in 2016 yılındaki bir haberine göre Endonezyalı aktivistler cinsel taciz suçlarının %90’ının bildirilmediğini kaydediyor. Hafife alınamayacak bu çıktılar, karanlık alanın sosyoloji ve kriminolojide giderek daha da önem kazanmasına yol açıyor. 

Tanım 

Suçlu davranış çeşitli nedenlerle gün yüzüne çıkmamış olabilir. Adli makamlarca tespiti yapılamamış ve resmi verilerle ortaya konamamış bu suçlar “siyah sayılar” terimi ile ifade edilmektedir. Günümüzde geçerli söylem ise ‘’karanlık alan’’ ifadesidir.  

Karanlık Alanın Kapsamı 

Suçun ölçümü ve gerçek miktarının öğrenilmesi suç olgusunun bilimsel bir disiplin içinde incelenişinden itibaren önem arz etmeye başlamıştır. Suçluluk, suç istatistikleri aracılığı ile ölçülmektedir.  Suç istatistiği; belirli bir bölgede, belirli bir zamanda meydana gelmiş suçluluğa ilişkin olayların sayısını gösteren araçlardır. Suç istatistikleri toplumda işlenen suçların miktarının en gerçeğe yakın rakamlarla bilinmesi ve bunların türlerine, işleniş biçimlerine, faillerinin özelliklerine göre sınıflandırılması ile suç sebeplerinin araştırılması konusunda kriminolojiye veri sunar.  

Fakat istatistik metodu karanlık alanı aydınlatamadığından suçluluğun gerçek hacmi konusunda tam ve kesin bilgiler sunamamaktadır. Suç istatistikleri suçlu davranışı değil bireyin suçu ihbar etme yönündeki tutumunu yansıtmaktadır. Bu nedenle gerçek suç dağılımını veren istatistiklere sahip herhangi bir ülke yoktur.  

Siyah sayılar 4 sınıflandırma ile incelenebilir:

  1. Suçta siyah sayılar: Polise ihbar edilmemiş yahut polisçe saptanamamış suçlardır.
  2. Nüfus içindeki suçlulukta siyah sayılar: Suçlunun polis tarafından saptanmış olmasına rağmen suçlunun bulunamamış olmasıdır. 
  3. Nüfus içindeki suçlulukta gri sayılar: Suçlu polisçe saptanmış, şüpheli sorguya çekilmiş, sanık tutuklanmış olmasına rağmen hüküm verilememesi durumudur. Suçlu mahkum olmamıştır. 
  4. Mahkum olmuş suçluların suç sicilinde siyah sayılar: Mahkum edilen suçlunun başkaca suçlar da işlemiş olması ve bunları polisçe bilinmemesi durumudur. 

Karanlık alan araştırma metotları; deney, katılarak gözlem ve anket metodu olarak ayrılabilir. Yüksek oranda anket yöntemi kullanılmaktadır. Fakat suçun karanlık alanını kesin ve güvenilir şekilde ölçen bir metot yoktur. 

Karanlık Alanın Sebepleri 

Karanlık alanın sebepleri 2 kolda incelenmektedir: Mağdur kaynaklı etkenler ve mağdur dışı etkenler. Karanlık alana yol açan mağdur kaynaklı sebepler: 

  1. Mağdur tarafından suçlu yeterli şekilde tanımlanmamış olabilir.
  2. Mağdur suça rıza göstermiş olabilir. 
  3. Mağdur suçlu ile arasında önceden var olan ilişkiler sebebiyle ihbardan kaçınmış olabilir. (Ebeveyn ilişkisi, akrabalık komşuluk gibi etkenler.)
  4. Mağdur suçu önemsememiş olabilir.
  5. Mağdur ihbarın getireceği külfetleri üstlenmek istemiyor olabilir, bunlardan korkuyor veya çekiniyor olabilir (Zaman, para ve itibar kaybı, misillemelere maruz kalma korkusu, aynı sarsıntıyı tekrar tekrar yaşama kaygısı gibi faktörler.)
  6. Suçu ispatlayamama korkusunda olabilir. (“Unbelievable” adlı gerçek hayattan uyarlama dizi bu konuyu ele almaktadır.)
  7. Mağdur failin kimliğinden korkuyor olabilir.
  8. Mağdur ya da çevresi suçu bildirmemek sonucunda belirli kazanımlar elde edecek olabilirler.
  9. Mağdur intikam arzusu ile suçun cezasını kendisi vermek istiyor olabilir.
  10. Bulunduğu alt kültür mağduru etkiliyor olabilir.
  11. Mağdur polise ve yöntemlerine güvenmiyor olabilir.
  12. Mağdur suç kaynaklı mağduriyet yaşadığının farkında olmayabilir.
  13. Mağdur suçu ihbar edecek durumda olmayabilir.

Yapılan bir araştırma sonuçlarına göre, hırsızlıkların 1/2’si, ırza geçmelerin yarısından çok azı, müessir fiillerin ise ancak 1/4’ünün ihbar edildiği belirtilmektedir.

Karanlık alana yol açan mağdur dışı sebepler: 

  1. Mağdursuz suçlar (Uyuşturucu kullanımı vb.) 
  2. Polisin bilmek istemediği suçlar (Teşkilat yapılanması içinde gerçekleşen müessir fiiller vb.) 
Sonuç 

Üstü örtülen suçlar, toplumda huzursuzluğa neden olur ve bu noktada insanlar devletin meşruiyetini sorgulamaya başlayabilir.  Bu nedenle devlet politikaları, karanlık alanın aydınlatılmasına yönelmelidir. Kolluk ve adalet sisteminin toplumdaki işlevinin arttırılması yolu ile suç ihbarlarının da artması sağlanabilir. Çünkü kolluğun onuruna ve mahkemelerin çalışmasına duyulan güven, vatandaşın suçu ihbar etme kararını koşullandırmaktadır. Fakat gerçektir ki adalet teşkilatı en etkili bir şekilde çalışmış da olsa gerçek suçluluk ile resmî suçluluk arasında fark her zaman vardır. Gerçek suçluluk resmî suçluluktan her zaman fazla olacaktır. 

Kaynakça

1-Polat, Ahmet; Gül, Serdar. Suçun Ölçümü. Ankara: Adalet Yayınları, 2010. 

2-Koca, Mahmut; Üzülmez, İlhan. Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler. Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2019. 

3-Demirbaş, Timur. Kriminoloji. Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2016. 

4-Tören, Mustafa. Türk Ceza Siyaseti ve Kriminolojisi. Ankara: T.B.B Yayınları, 2007.

5-Sokullu, Füsun. Siyah Sayılar ve Viktimoloji. İstanbul: Beta Yayınları, 2004 

6-Soyaslan, Doğan. Kriminoloji (Suç ve Ceza Bilimleri). Ankara: Yetkin Yayınları, 2003 

7-İçli, Tülin. Kriminoloji. Ankara: Bizim Büro Basımevi, 1999.  

8-McClintoc. The Dark Figure. Strasbourg: Sixth European Conference of Direcetors of Criminological Research Institutes, 1969. 

9-Hentig, Von. Crime Causes and Conditions. New York: 1947. 

 -Büşra CAN

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir