Bu yazımda size tarihe geçen en popüler taht kavgalarından birisi olan XII. Auletes’in çocukları arasında geçen mücadeleden bahsedeceğim. Bu hikayenin en şöhretli ismi elbette tüm dünyanın tanıdığı ve hayranlıkla bahsettiği Thea Philopator kısaca ‘’VII. Kleopatra’’. Fakat daha çok üzerinde durmak istediğim nokta, çoğunlukla göz ardı edilen altı çocuğun dördüncüsü ve kız kardeşlerin en küçüğü olan
Ardından nakışlayıp getirdiğin kör sevda düğümleri El ele verince en azılı düşmanıdır ak sütten boynunun Hiç beklenmedik zamanın beklenmedik talihlisi Tüm inceliklerini tek perdede tüketir Tapıp durduğun elim aşk oyununun Titrek yüreklim, solgun meleğim Perde kapandı, oyun bitti Alkışlar dinmedi merhametsizin şatafatına Tam böyle bir zamanda
Charlotte Wells imzalı Aftersun (Güneş Sonrası) Münih ve Cannes’dan sonra Antalya ve İstanbul’da da adından oldukça söz ettirdi. Çekimleri Muğla’da gerçekleşen filmin başrolleri ise “Normal People” dizisiyle hayatlarımıza giren Paul Mescal ile ismini yıllar boyunca çokça duyacağımız Frankie Corio’ya emanet. Hafıza sinemasına yepyeni bir soluk getiren Wells’in Aftersun’ı, kurduğu minimal ve mütevazı anlatıdan neredeyse epik
Beşiktaş kulübü tarihi boyunca başarılara, onurlara ve kendi kültürüne sahip olmuş ve her zaman bu özelliklerine sahip çıkmış bir kulüptür. Kulübün genetiğine işleyen ve karakterini oluşturan pek çok özellik mevcuttur. Elbette bu özellikler kulübün içerisinde yer alan, tarihinde yer etmiş kişiler neticesinde ortaya çıkmıştır. Taraftarlar, başkanlar, sporcular ya da kulüp bünyesinde yer alan kişiler bu
Eğer biraz sporla ilgileniyorsanız, hangi spor olduğu fark etmeksizin, muhakkak Sebastian Vettel adını duymuşsunuzdur. Duymamışsanız da kısaca anlatmaya çalışayım. Kim Bu Alman? Bazı insanların idolü, bazı insanların da pelerinsiz kahramanıdır Vettel. 8 yaşında kart sürerek ilk yarış deneyimini yaşamış ardından Formula 1’de mümkün olan pek çok rekoru kırmayı başarmış birisidir. Formula 1 macerası 2007
“Nazım Hikmet,1962 yılının 19 Nisan günü Moskova’da yazdığı “ Severmişim Meğer” adlı şiirinde Ayvazovski’nin denizlerinden şöyle söz eder; ‘’Meğer denizi severmişim, hem de nasıl ama Ayvazovski’nin denizleri bir yana ‘’ Dalgaları Şövalesinde Taşıyan Ressam Suyun gerçekçi yansımasını boyadaki öznenin ışığına göre ayarlayan ,gemileri yutan dev dalgaların ressamıdır Ayvazovski. . Bu yüzden, devrilen yelken direğine tutunan
Bir güz aldı gülmelerimi benden Belki asırlardır içim kıpırdamadı Gözlerim parıldamadı Bilincine vararak gülmek neymiş bilmezdi ruhum Öğrendi Acınası bir farkındalığa erişti kendince Araya uzun zaman girince Unutmuş elbet tadını tuzunu Bir gün içten ve hazırlıksız gülünce farkına vardı Koca bir delikten sızıp duran hande açlığının Ne büyük
İşte artık bütün yaşantılar tanıdıklaştı Sürpriz ziyaretçileri kalmadı ruhumuzun Daima hazırlıklı, daima beklenen her bir zaman parçası Dev dalgalarla coşkusuna coşku katan kıpırtılarımız Aynı sessizlikle terk ediyor yalayıp geçtiği ayaklarımızı Nasırdan bir sepette toplanıyor bütün duygularımız Gelip gidişlerinden habersiz misafir ediyoruz onları tüm bilgeliğimizle Olgunluğumuz içimizde kaynayıp duran