Eğer biraz sporla ilgileniyorsanız, hangi spor olduğu fark etmeksizin, muhakkak Sebastian Vettel adını duymuşsunuzdur. Duymamışsanız da kısaca anlatmaya çalışayım.
Kim Bu Alman?
Bazı insanların idolü, bazı insanların da pelerinsiz kahramanıdır Vettel. 8 yaşında kart sürerek ilk yarış deneyimini yaşamış ardından Formula 1’de mümkün olan pek çok rekoru kırmayı başarmış birisidir. Formula 1 macerası 2007 yılında başlayan Vettel, sezona BMW Sauber takımının test pilotu olarak çıkmış, ardından Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan Grand Prix’de Robert Kubica’nın yarışa çıkamamasıyla birlikte Formula 1 yarışına çıkan en genç 6. Pilot olmuş (güncel olarak 12. Sırada) ve yine o yarışta elde ettiği 8.sıra ile “Formula 1 yarışında puan alan en genç pilot” unvanını 20 yaşındayken almıştır. 2007 senesinin ortasında Toro Rosso takımına geçen genç pilot burada ilk büyük başarısını elde etti. Bir sonraki sene ise “Formula 1 yarışını kazanan en genç pilot” ünvanını İtalya’da Monza pisti üzerinde kazandı. (Bu iki rekor, 2016 yılında Max Verstappen’nin İspanya’da birincilik koltuğuna oturmasıyla kırılmıştır.) Herkesin gıpta ile baktığı, geleceğin şampiyonu olarak görülmeye başlayan Vettel, Alman medyası tarafından Genç Schumi (Michael Schumacher) olarak tanımlanıyordu.
2009 yılına gelindiğinde kariyerinin zirvesine başlayacak olan pilot, Red Bull Racing takımı ile anlaştı. Gitgide kendini göstermiş ve adeta bir sonraki sene için önceden haber vermişti. 2010 yılına gelindiğinde son yarışı da ilk sırada bitiren Vettel’in telsizinde “Du bist Weltmeister! ( Sen dünya şampiyonusun!)” cümlesi yankılanıyordu. Bu sayede F1 tarihinin en genç şampiyonu oldu. 2011 senesinde de tam gaz devam etti ve 19 yarışın 11’ini kazanarak şampiyon oldu. Bir sonraki sene Fernando Alonso ile harika bir rekabet yaşamış ve onun 3 puan önünde sezonu yine şampiyon tamamlamıştır. 2013 senesinde ise 19 yarışın 13’ünü kazanarak adeta sezonu domine eden Vettel 4. ve son dünya şampiyonluğunu almıştır. 2014 yılında getirilen değişiklerden etkilenen Vettel, bir duraklama dönemi yaşadı ve sezonu tek bir galibiyet alamadan bitirdi. İdolü Schumacher’in izinden giden Vettel, Ferrari takımıyla 2015 yılında ilk yarışına çıktı. Kırmızı tulum içinde hayaline kavuşan Vettel, kötü bir başlangıç yapmamasına rağmen bir daha hiçbir zaman eskisi gibi olamadı. 2015 sezonunu 3. sırada, 2016 sezonunu ise 4. sırada tamamladı. 2017 yılında tekrar eski günlerine dönmüş, rekabetçi bir araç ile şampiyonluk kovalarken ilk önce Malezya’da ardından da Japonya’da araç arızası nedeniyle yarıştan kopmuş ve sezonu 2.sırada bitirmiştir. 2018 yılında şampiyonluğa çok yakın olan Vettel, bu sefer de kendi hatası nedeniyle şampiyonluk yarışından kopmuştur. 2019’da 5. sırada, 2020’de de sezonu 13.sırada tamamlamıştır. 2021 yılında Aston Martin ekibine geçmeye karar veren Vettel, kendi adına korkunç geçen sezonun bitimiyle birlikte de emekliliğe ayrılacağını açıkladı.
Yazımızın buraya kadar olan kısmı kısaca Vettel’i tanımak üzerineydi. Buradan sonrası neden Vettel’in bir efsane olduğunu anlatmaya çalıştığım, tamamen öznel ve objektiflikten uzak bir kısım olacak.
İstatistikler Yalan Söylemez!
İstatiksel verilere bakıldığında tüm zamanların en iyi üçünçü pilotu olan Vettel’in önünde Michael Schumacher ve Lewis Hamilton bulunuyor. Tüm zamanların en iyi üç pilotundan ikisini canlı izlemenin verdiği keyif çok başkaydı tabi. 294 yarışta, 53’ü birinci olmak üzere 122 kez podyuma çıkan, 57 kez pole pozisyonu olan bir efsane emekli oluyor.
Hayatımda ilk Formula 1 yarışını izlediğim günü hala çok net hatırlıyorum. 2010 Türkiye yarışı… Bisikletiyle yüksek hızlara çıktığını sanan bir çocuğun, 300’lü hızlarla yarışan araçları ilk defa görmesi… Nasıl unutulabilir ki zaten? O yıllardan sonra her yarış günü, orada olan birinin, neredeyse 12 yıllık hiç tanışılmayan bir yoldaşın kaybolması gibi sert bir şekilde vuruyor Vettel’i bir daha görmeyecek olmak.
Bizi Sadece Aşk Kör Edebilir
İnsanların, doğru veya yanlış olduğuna bakmaksızın hayallerinin peşinden gitmesi bence doğuştan gelen bir zafiyeti. İdol Schumi olunca, ilk hedef kırmızı tulumları giyerek Ferrari’nin bir parçası olmak oluyor tabi. Uzun yıllar boyu kötü stratejiler, korkunç pit-stoplar, korkunç araçlar gibi nedenlerle pek çok pilotun başını yakan Ferrari’ye gitmek… Hem de tam 4 kez Dünya Şampiyonu olmuş, neredeyse yenilmezken.
Aslında 2014 yılında yapılan değişikler yüzünden henüz Red Bull’dan ayrılmadan sıfır galibiyet ile bir duraklamasıvardı Vettel’in. 2015’te de aşkına kavuştu zaten. Ama yine de yıllardır istediği şampiyonluğu göremeyen Ferrari’ye, 4 kez dünya şampiyonu olan adeta bir kurtarıcı gelmişti. Peki bu ne kadar akıl işiydi? Ya Vettel Mercedes’e geçse ve rekabetçi bir araçla Hamilton’un yaptıklarını yapsa ya da yapabilse? Artık tüm bu sorulara cevap vermek için çok geç maalesef ki. Onun yıldızı kırmızı tulumla hiç barışmadı.
Vettel’den önce Alonso’nun, sonra da Leclerc’in düştüğü duruma bakarsak hiç mantıklı bir karar değil Ferrari için yarışmak. Öyle ki Ferrari’nin son şampiyonluğunu da 2007’de Raikkonen ile aldığını göz önünde tutarsak. Neyse!
Tam 4 kez dünya şampiyonu olmuş biri farklı bir takımda aldığı bir galibiyete ne kadar sevinebilir ki. Vettel, kırmızı tulum içerisinde, Ferrari adına ilk zaferini aldığında çocuklar gibi seviniyordu. İlk defa o yarışı izleyen birisi, onun ilk yarışı, ilk zaferi olduğunu düşünebilirdi de. Öyle ki veda ederken İtalyanca şarkı yazıp söylüyordu.
Sadece İşinde İyi Olan Birisi?
Bazı insanlar profesyoneldir, başarılıdır. Bu kadar. Ama Seb, bunun çok ötesinde bir insan. Onu bu kadar özel kılan şey, pist üzerindeki başarısı kadar pist dışındaki davranışlarıdır da. Çevreci tavrı, doğayı korumaya özen göstermesi, insan hakları konusundaki tutumu, LGBTQ+destekçisi olması, hayvanseverliği ve dahası… Çoğu insanın sırtını döndüğü konularda “Hayır arkadaşım, bu yanlış!”demesi. Yarış alanına bisikletle gelip, yarıştan sonra pistin temizlenmesine yardım etmesi… Onu, pist üzerinde bir yarışçıdan çok, bizden biri olarak, gerçekten bir şeyleri umursayan biri olarak görmek güzeldi. Galiba en çok da bunu özleyeceğiz. Artık yarışlardan sonra gökkuşağı renkli kaskını göremeyeceğiz. Benim gözümde; bir profesyonelden ziyade zevk için yarışan biri olması onu özel yapıyordu.
Belki de son 16 yıldır yarışan ve 12 yıldır neredeyse her yarışta izlediğim birisinin en ufak davranışını dahi abartarak anlatıyorumdur…
Kırılma Noktası
Kariyerinin kırılma noktası doğal olarak Ferrari’ye geçmesiydi. Öte yandan burada da bence bir kırılma noktası daha yaşadı Vettel. 2018 yılında Almanya yarışında, yani kendi evinde, 67 turluk yarışın 52 turunu tamamlamışken ve hem yarışı hem şampiyonayı lider götürürken kendi hatası nedeniyle bariyerlere çarpıp yarış dışı kalan Vettel’in kariyeri bence tam da burada bitti. 9 saniye önde giderken, çok rahat bir şekilde kazanabileceği yarışta, kaza yaptığında direksiyonu yumrukluyordu. O da tam olarak ne yaptığının farkındaydı çünkü. Tüm Ferrari ve Vettel taraftarlarını o gün yüz üstü bırakmıştı. Bu kaza, Serhan Acar’ın “İkinci sektörde sarı bayraklar var ve Sebastian Vettel bariyerlerde, direksiyonu yumrukluyor Sebastian Vettel, yarışın lideri yarışın dışında…” anlatımıyla da ayrı bir hüzün kazanmıştı. O gün şampiyonada ikinci sıraya düşmesi de aslında sonun başlangıcı oldu. Herkesin o sene bu sene diye beklediği sene, Vettel’in bitiş senesiydi.
Michael Schumacher – Sebastian Vettel, Vettel – Mick Schumacher
Vettel’in parladığı yıllarda, birkaç yıllık aradan sonra Mercedes takımıyla tekrar piste dönen Schumacher ile aralarında bir çeşit baba- oğul, abi- kardeş ilişkisi vardı. Yarışlardan sonra sık sık birbiriyle konuşan iki Alman hakkında, insanlar; Schumacher kendisine bir varis bırakıyor diyordu.
Aradan geçen yıllardan sonra, Michael Schumacher’in oğlu Mick Schumacher de bir Formula 1 pilotu oldu. Onun da mentoru, babasının mentorluk yaptığı Sebastian Vettel oldu. Bu ilişkiyi en net yansıtan olay; Michael ve genç Seb’in top oynadığı sahnenin bir benzerinin, Seb ve Mick arasında da varolmasıdır.
https://www.thesun.co.uk/sport/motorsport/16012657/mick-schumacher-vettel-f1-michael/
Final
Yarışmaktan keyif alan birinin, yarıştan uzak olması pek de düşünülemez bir olgu. “Yaptığı işi, iş gibi değil de hobi gibi yapan birisi çalışmış olmaz.” derler ya, Vettel de öyle birisi. Emekli olacağına dair yayınladığı videoda da yer yer acaba geri dönecek mi ihtimallerine yer bırakmış durumda. Bekleyip göreceğiz ama bana kalırsa dönüp dönmemesi, rekorlarının kırılıp kırılmaması hiçbir şeyi değiştirmeyecek. O; her zaman için bir efsane, bazılarına göre de tüm zamanların en iyisi olarak kalacak.
Kaynakça
1- “F1’in en genç yarış kazanan pilotları”.tr.motorsport.com/f1/news/galeri-f1in-en-genc-yaris-kazanan-pilotlari/4527137/
2- “F1’in “yarışan en genç sürücü” rekoru nasıl kırıldı ve bugün neden tekrar kırılamıyor?”.tr.motorsport.com/f1/news/f1in-yarisan-en-genc-surucu-rekoru-nasil-kirildi-ve-bugun-neden-tekrar-kirilamiyor/4783545/
3- “BİLİNMEYEN YÖNLERİYLE SEBASTİAN VETTEL”.eurosport.com.tr/formula-1/bilinmeyen-yonleriyle-sebastian-vettel_sto7830005/story.shtml
4- “SEBASTIAN VETTEL STATISTICS”.motorsportstats.com/driver/sebastian-vettel/summary/series/formula-one
5- “The 10 best Formula 1 drivers ever: Hamilton, Schumacher & more”. autosport.com/f1/news/whos-the-best-formula-1-driver-schumacher-hamilton-senna-more-4983210/4983210/
6- “Sebastian Vettel Emekli Olacağını Açıkladı!”. youtube.com/watch?v=y3MgdFctmvE
7- “LIKE FATHER LIKE SON”.thesun.co.uk/sport/motorsport/16012657/mick-schumacher-vettel-f1-michael/
8- “Vettel Playing Football with Schumacher Then andNow”. youtube.com/shorts/bd8OetkdBhY
9- “Vettel, Ferrari’ye kendi yazdığı şarkıyla veda etti”. tr.motorsport.com/f1/news/italyanca-konusmuyorum-diyen-vettel-ferrari-icin-azzurro-sarkisini-bastan-yazdi-/4926508/
-Kerem ÖZYURT