![görsel1](https://www.alegoridergi.com/wp-content/uploads/2021/07/gorsel1-420x280_c.jpg)
Geçtiğimiz 2020 yılında korona virüs sebebiyle gerçekleştirilemeyen Eurovision, bu sene pandemi sürecinin daha iyiye gitmesiyle beraber alınan önlemlerle kaldığı yerden devam etti. 39 ülkenin katıldığı Eurovision 2021’nin finali, finale kalan 26 ülke ile 22 Mayıs tarihinde Hollanda’da gerçekleştirildi. Kucaklama temalı olan bu sene, aslında her ülke ve müzisyenler için zor geçen pandemi döneminde, beraberliği yansıtan değerli bir tema olduğunu düşünüyorum.
Ben de her sene Eurovision’ı keyifle takip eden biri olarak, aynı anda birçok farklı ülkeden farklı türde, farklı dillerde ve farklı kültürleri yansıtan müzikleri dinleyebilmenin güzel bir fırsat olduğu kanaatindeyim. Benim için aslında Eurovision’ın en güzel tarafı aynı anda bu kadar çeşitliliğin olması ve İngilizce’den farklı dillerde müziğini yapan sanatçılara kendilerini ve müziğini tanıtmak ve daha büyük kitlerle ulaşmak için bir fırsat sunuyor olması. Bu sene ise İtalya’yı “Zitti e Bouni” isimli şarkılarıyla temsil eden Måneskin grubu, 31 senenin ardından İtalya’ya tekrar birinciliği getirdi ve bu fırsatı yakalayan isimlerden biri oldu. İtalya’yı ise sırasıyla Fransa, İsviçre, İzlanda ve Ukrayna takip etti. Bu yazımda ise benim de severek dinlemeye başladığım, büyük ölçüde halk oylamasıyla Eurovision 2021 kazananı Måneskin grubundan bahsedeceğim.
2016 yılında Roma’da kurulan grup daha çok alternatif rock, punk rock türünde parçalar ortaya koyuyor. Vokalist Damiano David, basist Victoria De Angelis, gitarist Thomas Raggi ve baterist Ethan Torchio’dan oluşan grubun üyeleri 20-22 yaşlarında ve aslında genç yaşta oldukça büyük bir başarı elde ettiler. Peki grup nasıl bir araya geldi ve ünlenmeden önce nasıl bir süreç izlediler?
Şu an da bir aile gibi güçlü ilişkileri olan grup, müziğin dışında da beraber vakit geçiriyor ve güzel bir arkadaşlıkları olduğunu da birçok kez dile getirdiler. Müziklerini duyurmaya ise sokaklarda çalarak başlayan grup, oradan oraya müzik aleti taşımak ve diğer birçok zorlukla karşılaştıklarından bahsediyorlar. Bunun haricinde rock türünün İtalya’da çok fazla dinlenen bir tür olmaması ve diğer etkenlere rağmen çalışmaya, yeni şeyler üretmeye yılmadan devam ettiler ve ediyorlar.
2017 yılında X-Factor yarışmasına ”Beggin” şarkısına yaptıkları coverla katılan grup, finale kadar devam edip 2. olmaya hak kazanıyorlar ve bununla beraber de ünlenmeye başlıyorlar. Bu sene de İtalya’nın Sanremo şehrinde düzenli olan gerçekleştirilen müzik festivalini sonrasında da Eurovision’ı kazanıyorlar. İtalyanca şarkıların yanında İngilizce şarkılar da yapan grup, global olarak da ünlenmeye başladı ve diğer ülkeleri de gezmek istediklerini, müziklerini duyurabildikleri kadar duyurmayı hedeflediklerini, bir Avrupa turu yapmak istediklerini söylediler.
Peki grup ismi nereden çıktı, ne anlama geliyor diye merak ediyorsanız da Danca ay ışığı anlamına gelen Måneskin isminin ortaya çıkış hikayesi ise şu şekilde: Grup basisti Victoria yarı Danimarkalı. Bir yarışmaya başvurmak isteyen grup çok süreleri kalmadıkları ve daha önce de bir isim düşünmedikleri için Victoria’dan Danca bildiği havalı birkaç kelime söylemesini istiyorlar ve sonradan değiştiririz düşüncesiyle Måneskin ismiyle yarışmaya katılıyorlar. Yarışmayı kazanıyorlar ve bu ismin uğur getirdiği düşüncesiyle de aynı şekilde müzik yolculuklarına devam ediyorlar.
Grup, ortaya koydukları müziğin yanında kendilerine has tarzları ile de ortaya çıkıyor ve bu kapsamda da ses getiriyor. Sürekli olarak insanların ne yapmak isterlerse onu yargılanmadan yapabilmesi, engellere rağmen cesur olup devam etmelerini mesaj olarak vermeye çalıştıklarını söyleyen grup, bunu hem müziklerinde hem de tarzlarında ortaya koyuyor. ”Erkekler makyaj yapmaz.” veya ”Etek sadece kadınlara özgü bir kıyafettir.” gibi cinsiyet normlarını da eylemleriyle yıkmaya çalışıyorlar. İnsanların istediği kişiyle beraber olmaya hakkı olduğunu da konserlerinde de dile getiren grup, LGBTIQ+ haklarını da savunuyorlar. Sahnede Damiano ve Ethan, Damiano ve Thomas’ın da düşüncelerini dile getirdikten sonra birbirlerini öpmesi de ikonik bir sahne olarak oldukça alkış da topluyor.
2017 yılında Chosen isimli ilk albümlerini çıkardıktan sonra çalışmalarına hız kesmeden 2018 yılında çıkardıkları Türkçe ”Hayatın Güzelliği” anlamına gelen “Il ballo della vita” isimli albümleriyle devam ediyorlar. Albüm içerisinde birçok şarkıda Marlena ismini duyuyoruz. Grup bir duygunun veya düşüncenin bir kişiden duyulmasının insanları daha çok etkilediğini, bir kişiyle kendimizi bağdaştırmanın daha kolay olduğunu düşünerek kendi görüşlerini bir kişi üzerinden aktarmaya çalıştığını söylüyor. Kendilerini yansıtan bu kişiye de Marlena ismini koymaya karar veriyorlar.
Benim albümden en sevdiğim şarkılar ise Le parole lontane ve Torna a casa. 2021 yılında ise içlerinde onlara Eurovision’da birincilik getiren Zitti e Bouni’nin de yer aldığı yeni bir albüm yayınlıyorlar. Vent’anni 20 yaşında olmakla ilgili ve bu yaştaki diğer insanlara seslenen benim de albümde en sevdiğim şarkılardan biri. En duygusal şarkılarından biri olan Coraline isimli parçada ise babası tarafından istismara uğrayan Coraline isimli bir kız çocuktan bahsediliyor. Albümde en çok dinlenen I wanna be your slave isimli parçanın ise yakında bir müzik videosu çıkacak ve grup bu videonun reklamlarını yapmaya başladı. Şu an ise 2021 bitmeden yeni bir albüm yayınlayacaklarını söyleyen grup kendi ev stüdyolarında albüm hazırlıklarına devam ediyor. Bizler de merakla yeni parçalarını bekliyoruz diyerek yazımı sonlandırıyorum. Umarım hoşunuza gitmiştir. Bir sonraki yazımda tekrar görüşmek üzere, sağlıcakla kalın.