Sonsuzluk ve Bir Gün Kelimelere Sığar Mı?

/ / SİNEMA

Angelopoulos imzalı modern destan Sonsuzluk ve Bir Gün, Alexander’ın geçmişi ile başlar. Çocukluğunun geçtiği evin görüntüsü eşliğinde arkadaşıyla diyalogları duyulur. “Zaman nedir ki?” diye sorar birisi ve diğeri yanıtlar: “Zaman deniz kenarında çakıl taşları ile oynayan bir çocuktur.” İlk sahneden itibaren izleyicinin anlatının da etkisiyle film boyunca zaman girdabında sürükleneceği deşifre edilir. Bu silik yolculukta izleyiciye anlatıyı da tamamlayacak anahtar kelimeler eşlik edecek, zamanın ve varlığın anlam kazanmasında bizzat onlar rol alacaktır.

Alexander, şair Dionysios Solomos’un yarım bıraktığı Özgür Tutsak isimli şiiri tamamlamaya çalışacağı bir yolculuğa çıkar son gününde. Solomos’un anlatıdaki rolü yadsınamayacak kadar önemlidir. Şayet kendisi Yunanistan’da doğmuş ve küçük yaşta eğitimi için İtalya’ya gidip uzun süre orada yaşamıştır. İtalyancayı iyiden iyiye öğrenen Solomos, bu dille yetkin şiirler yazmaya başlayacağı bir dönemde Yunanistan savaşa girer. O da ana vatana dönmek ve yazacağı kahramanlık şiirleriyle mücadeleye manevi bir destek vermek ister. Yıllar önce ayrıldığı ülkesine yıllar sonra döndüğünde ise acı bir gerçekle karşılaşır. Solomos ana diline artık eskisi gibi hâkim olmadığını fark eder. İşte o sırada bir karar verir. Ülkeyi dolaşacak, bilmediği veya hatırlamadığı kelimeleri yurdun dört bir yanından toplayacak, Özgür Tutsak isimli şiirini böylece tamamlayacaktır. Fakat işler istediği gibi gitmez, Solomos şiiri tamamlayamaz.

Alexander’ın amacı daha önce de belirtildiği üzere söz konusu şiiri tamamlamaya çalışmaktır. Hastalığını öğrenmesiyle gün yüzüne çıkan varlık kaygısı, onda şiiri tamamlama çabasına dönüşür. Heidegger de bunu “varlığın ölüme doğru sürüklendiğini fark etmesiyle meydana gelen varlık kaygısı” şeklinde tanımlar. Solomos için varlığını anlamlandırmasına engel olan bu koca boşluk, bu yarım kalmışlık hissi, Alexander’ın kaçtığı yegâne şeydir. Son gününün neredeyse tamamını beraber geçireceği küçük çocuk ise varlığını dile dökerken göstereceği çabayı temsil edecek olan simgesel karakterin ta kendisidir. Küçük çocuktan öğreneceği kelimeler boşlukları dolduracak ve böylece varlığı anlamlı bir hal alacaktır.

Küçük çocuk ilk kelimeyi söyler: “Korfulamu”.  Tam kelime karşılığı “bir çiçeğin kalbi” olan bu sözcük yönetmen Angelopoulos’a göre annesinin kolları arasında uyuyan bir çocuğu ifade etmek için kullanılır. Bu kelime, Alexander ve küçük çocuk arasında kurulacak olan bağlantının ilk sinyalidir. Yitirilen aidiyete ve kaybolmuşluğa dair ikili bir anlam taşır. Annenin kolları benzeri bulunamayacak bir şefkati simgeler. Alexander da küçük çocuk da bundan epey uzaktadır. Geri dönmenin imkânsız olduğu, yitip giden zamanı merkezine taşıyan ve bu kelimeyle kurulan anlatı daha ilk kelimeyle güçlü bir şekilde anlam kazanır. Alexander’ın son gününde rastladığı bu küçük çocuğun ağzından çıkan kelimeler içerdiği harflerden çok daha fazlasını söylemeye başlamıştır bile. Alexander film boyunca kimi anlarda çocukluğuna döner ve hatta film bu şekilde başlar. Annesinin ara sıra “Alexander!” şeklindeki seslenişlerini izleyici de fark eder ve film bu seslenişle de sona erer.

Küçük çocuk ikinci kelimeyi söyler: “Xenitis”. Tam kelime karşılığı “yabancı” olan bu sözcüğün anlatıdaki rolü son derece önemlidir. Aleaxander son gününde varlığını anlamlandırma çabasının beyhude olduğunu hissettiği anlarda kendisine daha da yabancılaşacaktır. Film boyunca yabancılaşma anlatının merkezinde konumlanır ve birkaç sahnede kendini net bir şekilde ifade eder. Alexander ve küçük çocuğun Arnavutluk sınırına gittikleri sahne bunun en güzel örneğidir. Öncesinde küçük çocuk, Arnavutluk’ta büyükannesi olduğunu söylediğinden sınıra giden ikili acı bir görüntüyle karşılaşır. Küçük çocuk, Yunanistan’a nasıl geldiğini anlattığı sırada iki ülke arasındaki sınır soyutluğundan sıyrılıp somut bir hal alır ve anlatıdaki yabancılaşmaya hizmet eder. Sınırın tam ortasında tellere asılı insanlar izleyiciye gösterilir. Küçük çocuk ve Alexander arasında kurulan bu ikinci bağlantı kendine muğlak bir “sınır” çizer. Aslında bahsi geçen sınır coğrafi bir terimden ziyade ikisi için de yaşam ve ölüm arasındaki ince çizgiyi temsil eden simgesel bir ifadedir. Küçük çocuğun ölümü yenerek kaçtığı Arnavutluk ve sığındığı Yunanistan sınırın iki farklı tarafına yerleştirilmiş metaforlardır. Alexander içinse son gününde yaşam ve ölüm arasında yaptığı ve ona yaşamını, varoluşunu sorgulatan yolculuğun kendisi sınırdır.

Diğer önemli bir sahne ise filmin en çarpıcı anlarından olan Alexander’ın hasta annesini ziyaretidir. Alexander son gününde, yıllarca sindirmeye çalıştığı onca şeyi özetler adeta: “Neden hiçbir şey beklediğimiz gibi olmuyor, neden çaresizce çürümek zorundayız acı ve arzularla ikiye bölünerek? Neden hayatımı bir sürgünde gibi geçirdim? Neden sadece kendi ana dilimi konuşma lütfu bulunca kendimi evimde hissettim?” Ölümü karşılarken duyduğu kaygının ifadesidir bu sözler. Ayrıca Alexander varlığını ana diliyle anlamlandırma çabası içindedir. Alexander için konuştuğu dil, sürgünde olmadığı, kendisini yabancı hissetmediği ve aksine evinde hissettiği tek varlık alanıdır.

Küçük çocuk üçüncü ve son kelimeyi söyler: “Argathini”. Tam kelime karşılığı “geç vakit” olan bu kelimenin dile getirilen son kelime olması manidardır. Heidegger’in, varlığın ölümlülüğünü anlamlandırıp kabullendiği anda hissettiği kaygıyla eşleştirilebilir. Alexander, kendisini bekleyen ve çok yakınında olan ölüm karşısında oldukça kaygılıdır. Zaman üzerinden varlığını anlamlandırma çabasının sonu kaygı olmuştur çünkü artık çok geçtir. Ölüm gelmiştir. İzleyici bu kelimeyi duymadan önce unutamayacağı bir başka sahneyle karşılaşır. Küçük çocuk gitmek üzereyken Alexander kalmasını ister ve beraber bir otobüse binerler. Dakikalarca süren bu sekans zamanı adeta büker. Otobüs, yağan yağmurun altında ilerlerken arkalarından gelen üç bisikletli adam ise bunun bir timsalidir. Alexander yolculuk boyunca onları uzun uzun izler. Yolculuk sona erdiğinde Alexander’ın yanı başından son bir kez daha geçerler. Bu üç adam bir nevi kader tanrıçalarıdır. Yunan mitolojisinde Zeus’un kızları olan ve Moira olarak da bilinen Klotho, Lakhesis ve Atropos; insanların yazgılarını yönetirler ve kaderlerine yazılmış sayısız olayın yaşanmasını sağlarlar. Klotho yaşam ipini sarar, Lakhesis ölçer, Atropos da zamanı gelince ipi keser. Alexander’ın son yolculuğunda ortaya çıkan bu üçlü tesadüf değildir çünkü kaçınılmaz ve geri dönüşü olmayan ölüm kapıdadır.

Yolculuğun sonlarına doğru otobüse Solomos biner. Özgür Tutsak şiirini okumaya başlar ama sonunu yine getiremez. Otobüsten inmeden önce “Hayat tatlı ve…” der ve duraksar, ardından otobüsten iner. Alexander seslenir ona: “Söyle bana! Yarın ne kadar sürecek?”. Şiir tamamlanamaz ve bu soru da yanıtsız bırakılır. Otobüs yolculuğu sonlanır. Aslında sadece bu yolculuk değil; bir hayat da sonlanmak üzeredir. Son kelimenin bu sahneden sonra gelmesi tesadüf değildir, artık her şey için çok geçtir. Filmin başından itibaren okunan mektupta da sona gelinmiştir. “Bana bugünü hediye et, bugünü hatırla ve bu mektubu unutma. Ona gözlerim değdi, ona ellerim değdi.” Alexander sorusuna yanıt aramaya devam etmektedir ve karısıyla son kez bir araya gelir. Sorar ona: “Yarın ne kadar sürecek?” ve nihayet cevap alır: “Sonsuzluk ve bir gün kadar.” Yaşamının son gününde, ölüm ve yaşam arasındaki o ince çizgide yolculuğunu tamamlamıştır artık Alexander. Varlığını anlamlandırma çabasının karşılığını da şu üç kelimeyle almıştır: Korfulamu, xenitis, argathini…

Metin Kaynakçası

1-http://birgunbiryerde.blogspot.com/2014/03/kader-tanrcalar-mireler.html

2-https://relatedwords.org/

3-https://gazetekarinca.com/2018/04/yonetmen-theo-angelopoulos-ile-sonsuzluk-ve-bir-gun-uzerine/

4-http://www.azizmsanat.org/2016/05/21/theo-angelopoulos/

5-https://m.bianet.org/bianet/sanat/135789-baska-deniz-yok-artik

6-The Ontological Investigation of Time in “Eternity And A Day”- The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication – TOJDAC – Perihan TAŞ ÖZ İstanbul Kültür University, Turkey, 2019

Görsel Kaynakçası

Kapak Görseli- https://www.birdunyafilm.co/eternity-and-a-day/

Görsel 1-https://ecmreviews.com/2013/05/13/eternity-and-a-day/

Görsel 2-https://euforia.tiff.gr/portfolio-item/eternity-and-a-day-activities/

Görsel 3-https://ecmreviews.com/2013/05/13/eternity-and-a-day/

Görsel 4-https://tr.pinterest.com/pin/434034482833634271/

Görsel 5-https://tr.pinterest.com/entatlisebeler/a/

-Eren AKKOÇ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir