Perdenin Arkasındakiler

/ / SİYASET BİLİMİ

Günümüzde pek çok ülkede bulunan istihbarat teşkilatı, kolluk, millî güvenlik, savunma ve dış politika hedefleri doğrultusunda analiz ve araştırma yapan, bunun yanı sıra istihbarat toplayan bir devlet kurumudur.  Tanımı oldukça geniş gözüken bu resmi kurum esasen devletin işleyişini denetleyen bir araç olarak da kullanılmaktadır. Devletin diğer birimleriyle de etkileşimde bulunan istihbarat teşkilatı devlet için oldukça büyük bir öneme sahiptir. İstihbarat teşkilatı kendi içinde pek çok farklı dallara ayrılmaktadır, ancak bu farklı dalları iki farklı başlık altında toplanabilir: iç istihbarat ve dış istihbarat. İç istihbaratın merkezinde terörizm ve karşı istihbarat ile mücadele gibi hususlar bulunmaktadır. Dış istihbarat ise yabancı devletlerin siyasi ve ekonomik hareketlerini hakkında bilgi toplamayı amaçlar. Bunun sebebi ise yabancı devletlerin siyasi ve ekonomik eylemlerinin zaman zaman diğer ülkelerin hem iç hem de dış siyasetlerini etkileyebiliyor olmasıdır.

Tarih Boyunca İstihbarat

İstihbaratın felsefi temeli yüzlerce yıl öncesine, MÖ 4. yüzyıla kadar dayanmaktadır. Sun Tzu’nun fikirsel olarak temelini sağlamlaştırdığını söylemek yanlış olmaz. Savaş Sanatı kitabında düşmanı tanımanın öneminden bahseden düşünür Sun Tzu, askeri istihbaratın temelini atmıştır. İstihbarat ve casusluğun, Sun Tzu’dan önce antik Yunanlılar ve Romalılar tarafından da başvurulan bir bilgi toplama yöntemi olduğu da bilinen bir durumdur. Sürekli birbirlerine karşı savaş halinde olan antik Yunan şehirleri için askeri istihbarata oldukça önemli bir araçtı, çünkü edinilen istihbarat savaşın kaderini belirleyebilirdi. Örneğin, bazı kaynaklara göre, Etrüsk savaşları sırasında (M.Ö. 300 civarında), konsolos Q. Fabius Maximus, yerel Umbrians’ı Roma’ya kazandırmak için bir Etrüsk köylüsü kılığına giren kardeşini Kiminya ormanına göndermiştir. Hem Etrüskçe dilini iyi konuşan hem de kılık değiştirme ustası olan kardeşi, misyonu doğrultusunda oldukça başarılı oldu ve Roma, Umbria kabilelerini bir ittifaka sokmayı başardı.

20. Yüzyılda İstihbarat

Günümüzdeki casusluk ve istihbarat algısının şekillenmesi 20. Yüzyılda gerçekleşti diyebiliriz. 19 yüzyıldan beri revaçta olan teşkilatlanma ve casusluk hareketleri Birinci Dünya Savaşı’nda oldukça fazla arttı. Pek çok büyük ülkenin istihbarat teşkilatının temelini attığı bu dönemde Osmanlı da Türk tarihinin ilk organize teşkilatı olan Yıldız İstihbarat Teşkilatı’nı kurmuştur. II Abdülhamit’in kurmuş olduğu bu teşkilat, diğer teşkilatların aksine devlete değil direkt olarak padişaha hizmet vermekteydi. İçişlerinde olduğu kadar dışişlerinde de başarılı olan teşkilat, Roma, Paris ve Londra gibi büyük merkezlerde faaliyet göstermekteydi.

Birinci Dünya Savaşı ile birlikte savaşın içinde olan İngiltere ve Almanya gibi ülkeler oldukça komplike ve gelişmiş istihbarat teşkilatlarına sahipti. Dünya tarihinin gördüğü en yıkıcı ikinci savaş olan bu savaşta askeri istihbaratın önemi göz ardı edilemezdi ve bundan dolayı iki tarafın da devletleri istihbarat teşkilatına oldukça fazla yatırımda bulundu. Bu yatırımların ardında yatan temel sebepler potansiyel savaş eylemlerini sabote etmek ve devletlerin kendi lehine propaganda yapmasıydı. Elbette İkinci Dünya Savaşı, çok daha sofistike casusluk ve istihbarat uygulamalarını beraberinde getirdi. Gelişen teknolojiyle birlikte artan casusluk bilgileri ve hızla artan küreselleşme adeta istihbarat sanatını farklı bir noktaya taşıdı. Öyle ki, bu dönemde farklı devletlerin istihbarat teşkilatlarını bir araya getirdikleri de görülmüştür (Örneğin ABD ile İngiltere gibi). Birinci Dünya Savaşı’na kıyasla çok daha gelişmiş savaş teknolojisinin potansiyel yıkım gücü casusluk ve istihbarat alanında yeni yöntemlerin ortaya çıkmasına sebep oldu. Bu alanlardan önde geleni şüphesiz gizli mesajların çözümü (İng. Decryptio, decoding). Nitekim, bu dönemde öne çıkan isimlerden biri ünlü matematisyen ve bilgisayar bilimci Alan Turing’dir. Turing’i istihbarat alanında bu kadar önemli kılan şey, dönemin en komplike gizli mesaj makinelerinden biri olan Alman Enigma makinesinin gizli şifrelerini çözen bir bilgisayar inşa etmiş olmasıdır, ki bu bilgisayar en basit tabirle savaşın kaderini belirlemiştir.

Soğuk Savaş’ın Casusları

Dünya’nın iki bloğa ayrıldığı bu İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde, muhtemelen herkesin aklına gelen ilk şey bu blokların başını çeken Sovyetler Birliği ve ABD arasında düzenli olarak meydana gelen ideolojik ve askeri çekişmedir. Elbette bu ideolojik ve askeri çekişme iki ülkenin istihbarat birimlerine de yansımıştır. Ancak bu yansıma sadece iki ülke arasında kalmamıştır. Soğuk Savaş döneminin en değerli unsuru şüphesiz bilgiydi. Nitekim, Sovyetler Birliği ile ABD’nin istekleri aynıydı: her anlamda diğer taraftan bir adım önde olmak, ne yaptığı konusunda bilgi sahibi olmak ve dışarıya bilgi vermemek. Bu arzuların altında yatan en büyük sebeplerden biri de birbirlerine karşı teşkil ettikleri askeri tehditlerdi, özellikle nükleer silahlanma alanında. Her ne kadar casusluğun ve istihbaratın doğası gereği çok fazla bilgiye sahip olmak mümkün olmasa da bu döneme ait oldukça fazla ilgi çekici bilgi ve hikâye mevcuttur.

Bu hikayelerden biri de Dmitri Polyakov isimli Sovyet ajanının hikayesidir. 1921 yılında Ukrayna’da doğan Polyakov, İkinci Dünya Savaşı’nda Sovyetler Birliği adına gösterdiği askeri başarının ardından SSCB’nin askeri istihbarat birimi olan GRU tarafından teşkilata dahil edilmiştir. GRU tarafından ABD’ye gönderilen Polyakov ABD’ye dair edinebildiği her bilgiyi Sovyet bloğuna ulaştırmakla görevlendirilmiştir. Benzer bir operasyon yürütmeye çalışan ABD, Sovyet istihbarat birimlerinin gelişmiş gizlilik politikaları sebebiyle yeterince başarılı olamıyordu, ta ki Dmitri Polyakov hizmetini ABD’nin istihbarat teşkilatı olan CIA’ye teklif edene kadar. Her ne kadar kendisini bir Sovyet vatansever olarak nitelendirse de Sovyet liderlerinin artan yolsuzluklarından dolayı hayatını tehlikeye atacak bir karar alarak çift taraflı casus olmayı göze almıştı. SSCB’nin askeri hedeflerini ve dış politikalarını ABD’ye sızdıran Polyakov, pek çok Amerikalı istihbarat çalışanına göre iki ülke arasındaki soğuk gerilimin sıcak bir savaşa dönüşmesini engellemiştir. Her ne kadar bu çift taraflı ajan hayatı çeyrek asıra yakın bir süre boyunca devam etmiş olsa da, 1980’lerde Sovyetler Birliği’nin Polyakov’u ABD görevinden alıp emekli etmesi ile sonlanmıştır. Bazı kaynaklara göre, Polyakov’un beklenmedik emekliliğinin sebebi bir başka Sovyet ajanı tarafından ifşa edilmesidir. Bu ihtimali bu kadar yüksek kılan şey ise 1990’da Sovyet gazetesi Pravda’nın Polyakov’un SSCB’ye karşı yaptığı casusluktan dolayı yakalandığını ileri süren bir manşet atmasıdır.

Günümüzün En Büyük İstihbarat Teşkilatları

Günümüzde casusluk ve istihbarat hala devam eden bir eylemdir ve oldukça önem arz eder. Bugün bir devletin dış siyasetinde olduğu kadar iç siyasetinde de belirleyici bir unsur olan bu kurum, renkli olduğu kadar ilgi çekici bir tarihsel sürece ve evrime sahiptir. Elbette istihbarat teşkilatlarından bahsederken en ünlü ve en büyük istihbarat teşkilatlarından bahsetmemek olmaz. Her ne kadar sıralama kaynaktan kaynağa göre değişkenlik gösterse de günümüzde varlığını sürdüren en güçlü 10 istihbarat teşkilatını aşağıdaki gibi sıralamak uygun olacaktır:

  1. Merkezi İstihbarat Teşkilatı (Central Intelligence Agency, CIA) – Amerika Birleşik Devletleri
  2. MOSSAD – İsrail
  3. Araştırma ve Çözümleme Kanadı (Research and Analysis Wing, RAW) – Hindistan
  4. Gizli İstihbarat Servisi (Secret Intelligence Service, SIS veya MI6) – Birleşik Krallık
  5. Federal Güvenlik Servisi (Federal Security Service of Russian Federation, FSB RF) – Rusya
  6. Devlet Güvenlik Bakanlığı (Ministry of State Security, MSS) – Çin Halk Cumhuriyeti
  7. Dış Güvenlik Genel Müdürlüğü (Directorate-General for External Security, DGSE) – Fransa
  8. Almanya Federal Haber Alma Servisi (Bundesnachrichtendienst, BND) – Almanya
  9. Avustralya Gizli İstihbarat Servisi (Australian Secret Intelligence Service, ASIS) – Avustralya
  10. Servislerarası İstihbarat (Inter-Services Intelligence, ISI) – Pakistan

 

Kaynakça 

1- https://www.encyclopedia.com/politics/encyclopedias-almanacs-transcripts-and-maps/espionage-and-intelligence-early-historical-foundations

2- https://www.historynet.com/espionage-in-ancient-rome/?f

3- https://www.history.com/news/cold-war-soviet-spy-dmitri-polyakov

4- https://www.stratejikortak.com/2020/03/dunyadaki-istihbarat-teskilatlari.html

 

– Zeki AYDIN TATARASHVILI

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir