Anayasa Tartışmaları Üzerine

/ / HUKUK
Anayasa Nedir?

Anayasa, esasen kanun üstü kurallar bütünüdür. Devletin yönetim anlayışı, Devletin organları arasındaki ilişki, Devletin toplum karşısındaki rolü ve amaçları, vatandaşların hak ve hürriyetlerinin sınırları vb. konular anayasanın konusunu oluşturmakta, adeta devletin koyacağı kuralların ve izleyeceği politikaların izdüşümü anayasalarda ortaya çıkmaktadır.

Önemi ve işlevi sebebiyle birçok ülkede anayasalar, kanunlara göre daha zor şartlarda değiştirilmektedir. Örneğin, ülkemizde kanunların değiştirilmesi için mecliste bulunan milletvekillerinin salt çoğunluğunun kabul oyu aranırken referandumsuz bir anayasa değişikliği için meclis üye tamsayısının 2/3’ünün (400) kabul oyu aranmaktadır. Burada asıl amaç, hükûmetin değişmesiyle beraber her hükûmetin kendi yararına bir anayasa yapmasının önüne geçmektir. Ülkemiz maalesef en çok anayasa değiştiren ve yeni anayasa yapan ülkelerden birisidir. Bunu bir örnekle açıklamakta fayda vardır: 1923 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyeti, kurulduktan sonra 3 kez Anayasa yapmıştır. Bu Anayasalardan 1982 Anayasası halen yürürlüktedir. 1982 Anayasası, yürürlüğe gireli 39 yıl olmuş ve tam 21 kez değişikliğe uğramıştır. ABD’de ise 1787 Anayasası yürürlüktedir ve 234 yılda 27 kez değişikliğe uğramıştır.

Anayasa Yapmak ve Anayasayı Değiştirmek Aynı Şey Değildir!

Anayasa yapmak ile anayasayı değiştirmek birbirini karşılayan kavramlar değildir. Bunları kısaca şu şekilde açıklamak mümkündür:

Anayasa yapmak, mevcut anayasayı tamamen yürürlükten kaldırmak suretiyle yeni bir anayasa oluşturmaktadır. Anayasa yapmakla beraber mevcut anayasanın ismi de değişmektedir.

Anayasa değişikliği yapmak ise mevcut anayasanın, o anayasanın değişiklik şartlarını öngören maddelerine uygun olarak, yürürlükte olan anayasayı yürürlükten kaldırmadan yalnızca bazı maddelerinde değişiklik yapmaktır. Örneğin, ülkemizde hükûmet sistemi değişikliğini öngören ve 2017 yılında kabul edilen bir anayasa değişikliği yapılmıştır fakat halen 1982 Anayasası yürürlüktedir.

Anayasa Yapan İktidar Modelleri

Anayasayı baştan yapan veya var olan anayasada değişiklik yapan iktidara, hukuk literatüründe “kurucu iktidar” denilmektedir. Anayasa Hukukunda iki tür kurucu iktidar modelinden bahsedilir: Asli kurucu iktidar ve tali kurucu iktidar.

Tali kurucu iktidar, anayasa yaparken mevcut anayasadaki kurallara uyan, bir başka deyişle hukuka uygun hareket ederek anayasa yapan iktidar modelidir. Burada yeni anayasa için öngörülen şartlar sağlandıktan sonra anayasanın yapılması söz konusu olmaktadır.

Asli kurucu iktidar, hukuka aykırı şekilde anayasa yapan iktidar modelini ifade etmektedir. Bu iktidar türü, anayasa yaparken mevcut anayasanın değişiklik öngören şartlarına uymaksızın, hukuk kurallarını hiçe sayarak bir anayasa yapmaktadır. Bu iktidar türü; darbe, savaş, yeni bir devlet kurulması gibi durumlarda ortaya çıkmaktadır. Burada önemli nokta şudur: Anayasada değişiklik öngören kurallara uyulmadan bir anayasa yapılmaktadır.

Türkiye’de Yeni Anayasa Yapmak Mümkün Müdür?

Buraya kadar yapılan açıklamalar esasen bu bölümde açıklanacak hususların daha iyi anlaşılması içindi. Şimdi, bu yazıyı yazmamızın asıl amacına gelelim.

Bilindiği üzere ülkemizde son dönemde yeni bir anayasanın yapılması yönünde gündem oluştu. Cumhurbaşkanı, yaptığı açıklamada Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu ifade etti. Bazı siyasi parti liderleri de buna destek verdi. Bazıları ise yeni bir anayasa yapmanın, 1982 Anayasası’na göre mümkün olmadığını ancak ve ancak anayasa değişikliği yapılabileceğini öne sürdü. Bu tartışmanın kaynağı ise anayasamızın ilk 3 maddesinin değiştirilemeyeceğini ve hatta değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceğini düzenleyen, anayasanın 4.maddesidir.

Bu açıdan bakıldığında önümüzdeki günlerde, iktidar ve muhalefet arasında söz konusu tartışma gün geçtikçe alevlenecek gibi duruyor. Haber bültenlerine çıkan hukukçular arasında da söz konusu konu tartışılmaya başlandı bile.

Anayasanın yeniden yapılmasının mümkün olduğunu savunanlara göre, 4.maddeyi değiştirme yasağı bulunmadığı için ilk olarak 4.maddeyi ve daha sonra da ilk 3 maddeyi değiştirmek mümkündür. Bu sayede de yeni bir anayasa yapmanın önünde engel yoktur.

İlk 4 maddenin değiştirilmesinin mümkün olmadığını, yani yeni bir anayasa yapmanın olanaksız olduğunu savunanlar ise anayasanın yalnızca sözüyle uygulanmasının yetersiz olduğunu, anayasanın sözü, özü ve ruhuyla beraber uygulanmasının gerektiğini ve bu sebeple değiştirilemez maddeler arasında 4.maddenin de olduğunu savunmaktadır.

Anayasa Hukuku Profesörü Kemal Gözler, yeni bir anayasanın yapılmasının mümkün olmadığını açıkça dile getirmektedir. Gözler’e göre, yeni bir anayasa yapmak için mevcut anayasanın ilga edilmesi gerekir. 1982 Anayasası ise kendisini ilga edebilecek bir düzenleme öngörmemiş, yalnızca değişiklik usulünü belirtmekle yetinmiştir. Anayasanın yeniden yapılması ancak asli bir iktidar tarafından gerçekleştirilebilir. Türkiye’de mevcut TBMM üyeleri ve Cumhurbaşkanı, seçimle ve hukuka uygun olarak göreve geldiği için tali iktidar modelini yansıtır ve hukuk dışına çıkılmadığı sürece yeni bir anayasadan söz etmek mümkün olmaz.

Bununla beraber ilk 4 maddenin şekli anlamda değiştirilmesi her ne kadar mümkün gözükse de anayasanın özüne ve ruhuna aykırı bir değişiklik olacağı belirtilmelidir.

Türkiye’nin Bir Anayasa Değişikliğine İhtiyacı Var Mıdır?

Yukarıda açıklandığı üzere, ülkemizde mevcut anayasa uyarınca yeni bir anayasa yapılması hukuken olanaklı değildir. Ancak belirtildiği üzere anayasa metninde değişiklik yapılması olağan ve hukukla bağdaşır niteliktedir. Bununla beraber içinde bulunduğumuz süreçte gerçekten köklü bir değişikliğe ihtiyaç var mıdır, bu başlıkta bunu açıklamaya çalışacağım.

İlk bölümde de ifade edildiği gibi ülkemizde 1982 Anayasası ilk şeklinden itibaren tam 21 kez değişikliğe uğramıştır. Bu değişimler sonucunda anayasa metni ilk halinden oldukça uzaklaşmıştır. Yapılan değişikliklerle anayasanın, o günü karşılamayan düzenlemeleri modernleştirilmeye çalışılmıştır ve son olarak 2017’de hükûmet sistemi değişikliğini öngören köklü bir değişiklik daha yapılmış, o günden bu yana anayasa tartışmaları daha da alevlenmiştir. 1982 Anayasası, darbe sonucu oluşan bir asli kurucu iktidar tarafından yapıldığı için Türkiye’de her zaman tartışma konusu da olmuştur. Her ne kadar temel hak ve özgürlükler ve bunların sınırları ayrıntılı olarak anayasa metninde yer alsa da günümüzde uygulama açısından ciddi sorunlar bulunmakta ve bu durum hukukçular tarafından eleştirilmektedir.

Türkiye’de bugün halkın büyük çoğunluğu yukarıdaki sebeplerden ötürü anayasanın değiştirilmesi gerektiğini düşünmektedir. Ancak anayasalar, siyaset üstü ve kişiler üstü olmalıdır. Yani ülkemizin; tüm siyasi düşüncelerin uzlaştığı, toplumun çok yüksek kesimi tarafından kabul gören, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile bağdaşır nitelikte, uygulamadaki sorunlara çözümler getiren ve hukuk devleti özelliklerine haiz bir anayasa değişikliğine ihtiyacı vardır. Tüm kesimler tarafından kabul görmesi anayasanın en önemli özelliklerden birisi olmaktadır. Eğer anayasa, yalnızca bir kesimin desteğini alıp onaylanırsa iktidar değiştiği takdirde anayasa değişikliği tartışmaları yeniden alevlenecek ve ülkemizde her hükûmet değişikliği sonrası bir tartışma ortamı olacaktır.

Siyasi partiler, anayasa değişikliklerini, seçimleri kazanmak için değil ülkemizin geleceğe daha sağlam adımlarla yürümesi için yapmalıdır. Siyasi kişiler ve partiler gelip geçicidir, kalıcı olan ise devlettir. Daha önce yazılan makalemizde, 2023 seçimlerinde mevcut Cumhurbaşkanının aday olup olamayacağını açıklamış ve bu konunun ilerleyen zamanlarda ciddi tartışmalara yol açacağını belirtmiştik. İşte Anayasa tartışmaları yanında en fazla tartışılacak olan konu da kanımca bu durumdur. Tekrar açıklamak gerekirse, Anayasaya göre Cumhurbaşkanı en fazla iki kez seçilebilir. Mevcut Cumhurbaşkanı ise ikinci döneminde görevini yürütüyor. Bu düzenleme karşısında seçimler zamanında yapıldığı takdirde Cumhurbaşkanı tekrar aday olamaz. Bizler umuyoruz ki mevcut yöneticiler ve siyasi kişilikler, bu anayasa değişikliği tartışmalarını seçim kazanmak veya tekrar aday olabilmek için değil ülkemizi ileriye taşımak için yapıyor olsun. Eğer aksi bir düşünce varsa, bu şimdi ve ilerisi için hukuk güvenliği ilkesi açısından ciddi sorunlara yol açacaktır.

 Sonuç

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına göre yeni bir anayasa yapılması mümkün değildir. Ancak anayasada değişiklik yapılması mümkündür. Türkiye’nin de bir anayasa değişikliğine ihtiyacı vardır. Bu Anayasa değişikliğiyle getirilecek düzenlemeler, herhangi bir siyasi partinin çıkarlarına hizmet etmemelidir. Anayasa değişikliğinin getireceği düzenlemeler tüm kesimlerin ortak çıkarına hizmet etmeli, büyük çoğunluk tarafından kabul görmelidir.

Bir devletin kalbi, hukuktur. Hukuk ne kadar işlerse devlet o kadar yaşar. Hukukun üstünde hiçbir güç olmamalıdır. Hukukun en büyük gücü ise anayasalardır. Hukukun organlarını kanunlar oluşturuyorsa, kanunları yaşatan da anayasalardır. Bu sebeple anayasa bir devletin adeta kaderini çizer. Sonuç olarak, anayasa düzenlemeleri üstüne milletçe bir uzlaşma sağlamalı ve ülkemizi, Atatürk’ün hedef koyduğu muasır medeniyetler seviyesine taşıyacak unsurlardan bir tanesinin anayasa olduğunu unutmamalıyız.

Kaynakça

1-Kemal Gözler, ”Asli Kurucu İktidar–Tali Kurucu İktidar Ayrımı: TBMM Yeni Bir Anayasa Yapabilir mi?”

2-Ankara Barosu, Hukuk Gündemi 2017/1, ”Anayasa Ruhu”

Görsel: https://tr.newworldai.com/vocabularies-a-g-part-2/constitution/

Yiğitcan YİĞİT

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir