bildiğim doğru
bana batırıla batırıla
ben kanaya kanaya
bir viyadüğün ortasında
savunmasız
sersefil
ben bir yabani rüzgara
bir ağlar bir direnir
bir bilsen nasıl koştum
kurtuluş desen değil
rahata ermek desen değil
bu hayat beni nereye koysa
ben biraz eğreti durdum
bu hayat beni nereye itse
başım önde gittim
verilen sözlerin tutulmamasıyla
sözlerin verilmesi arasında
bir neden aramaktan başka
başımı yastığa koymaktan başka
senden başka
senden başka bir bildiğim yoktu
bir de baktığın ağaçlar
her yağmurda altında ıslandığın o gökyüzü
sonra sevmek
bakıp yüzüne
sabahtan akşama
akşamdan geceye
ve geceden sabaha
biraz daha sevmek
yükünden ağır sevmek
içindeki tüm rüzgar çanlarıyla
yüzünü okşayan rüzgarın melodisiyle sevmek
severken konuşup duran tüm o şeyler
içinde çığ gibi büyüyen
ve seni büyüten
hiç susmayan o şeyler
seni kendine düşman eden
sonra barıştıran o şeyler
fısıldaşıp dururlar
-sevmek bu dünyanın büyüsü-
sevmek saklar seni bi kalbe
bir çocuğu koruyamamanın vicdanından
büyü bitince eririm bir kar tanesi gibi
yıldızlar gibi düşerim yatağıma
geriye kalan kötülükleri dünyanın
yitirir beni aniden bir gece mutfak masasında
yaşlanırım yorulurum
bu dünyanın kederi
eritir beni
bir mum gibi