Pandeminin kötü etkilerini oldukça yoğun bir şekilde yaşadığımız bu günlerde, öncelikle hepimize iyi ve sağlıklı günler diliyorum. Herkesin bildiği üzere ülkemizde gündem çok hızlı bir şekilde değişen, bazen hızına yetişemediğimiz olaylarla dolu. Bugün, Türkiye gündemini uzun bir süre meşgul ederek bu yoğun gündemde kendini unutturmamayı başaran, kamuoyunda ve uluslararası alanda büyük tartışmalara yol açan, dış meseleden çok artık adeta bir iç meseleye dönüşen “Türkiye ve S-400 Meselesi’ne” farklı bir bakış açısı getireceğiz. S-400 Triumf Hava Savunma Sistemi’nin teknik özelliklerini, Türkiye için önemini birkaç alt başlık altında inceleyeceğiz.
Ayrıca NATO müttefiki Türkiye’nin hava savunma sahası edinme konusundaki kararlı ve ısrarlı tavrı sonucu Rusya ile bir silah mühimmatı alışverişine girme durumuyla beraber ABD tarafından, özellikle Obama döneminde, S-400 füzelerine denk gösterilerek bir uzlaşma yolu olarak ileri sürdüğü uçaksavar Patriot füzelerini de askeri teknoloji başlığı altında inceleyeceğiz ve iki hava savunma sistemini teknik yeterlilikleri açısından karşılaştıracağız.
Öncelikle; S-400 füze sistemleri nedir?
Dünya’nın en büyük yüz ölçümüne sahip olan ve bu sebeple modern ve gelişmiş füze sistemlerine oldukça ihtiyaç duyan Rusya, bulunduğu hava sahasını koruma altına almaya her zaman önem verdi ve bu sebeple 1960’larda S-200’ler üzerinde ciddi çalışmalar yapmaya başladı.
S-300 füze sistemi üzerinden geliştirilen fakat farklı olarak bünyesinde 4 tip mühimmat barındıran, üretiminde daha hassas ve daha uzun menzilli radarlar kullanılan S-400 Triumf Hava Savunma Sistemleri, Rus Almaz-Antey firması tarafından üretildi. 2007 yılında kullanıma sürülen yüksek irtifa savunma sistemi S-400, bir adet komuta kontrol merkezinden, 6 adet bataryadan ve 12 adet launcher’den (füze fırlatma merkezi) oluşur.
Görsel 1: S-400’ün görünüşüne dair bir görsel
Atışa hazır durumda, minimum 120 km, maksimum 400 km uzaklıkta etkilidir. Yaklaşık 48-96 arası füze bulundurabilen NASA’daki kod adıyla SA-21 Growler (S-400 Triumf), çift radarlı bir koruma sisteminden oluşur. Bir adet uzun menzilli Tespit Radarı, 400 km arasındaki hedeflerin varlığını tespit eder. Takip Radarı ile eşzamanlı çalışan ikili sistem, içerisindeki düşman ordusunun uçaklarını tespit eder ve füzeleri onlara yönlendirir. S-400 batarya sistemi aynı anda 100’den fazla hedefi tespit edebilir ve 0.6 saniyelik aralıklarla 3’er atış yapma kabiliyetine sahiptir.
Kullanılan füzeye göre etkin menzili değişmekle beraber irtifa konusuna gelecek olursak, standart versiyonlarda S-400’ler 30 km irtifaya kadar etkilidir. Teknik özellikleriyle SIPRI Kıdemli Araştırmacısı Siemon Wezeman’a göre S-400, mevcut en gelişmiş hava savunma sistemleri arasında yer almaktadır1.
Görsel 2: S-400’lerin işleyişine dair bir görsel.
S-400 vs Patriot
MIM-104 Patriot (Phased-Array TRacking and Intercept Of Target), Rayheaton firmasının ürettiği uçaksavar füzesidir. Yaklaşık 160 km menzili bulunur. Standart bir Patriot bataryası; bir radar sistemi, komuta kontrol merkezi, bir jeneratör grubu ve her birinde 4 füze konuşlu 5 adet fırlatma biriminden oluşur. Sistem, bilgi koordinasyon merkezi aracı tarafından kontrol edilen bir taburda birleştirilmiş altı üniteli gruplar hâlinde kullanılmaktadır. Hava savunmasının sevk ve idaresini yapan Patriot atış ünitesi, diğer ana parçalardan ayrı olarak görev yapmaktadır. Patriotlarda S-400’lerin aksine ayrı ayrı ateşlenebilen füze bataryaları bulunur. Patriot füzeleri ilk kez 1991’deki Körfez Savaşı’nda Suudi Arabistan ve İsrail’i korumak için kullanılmıştır ancak Körfez Savaşı’nda beklenenin altında bir performans sergilediği iddiaları gündeme gelmiştir. Uluslararası ilişkiler uzmanı Okan Yüksek’e göre Bush’un açıklamalarına karşılık Patriotlar testlerdeki başarı oranlarının aksine savaş alanlarında ciddi başarısızlıklar yaşamıştır. İlk kez Körfez Savaşı’nda Irak’tan gelebilecek tehditlere karşı bölge ülkelerine yerleştirilen Patriotlar, özellikle İsrail ve Suudi Arabistan’da kendilerinden beklenen performansı gösterememişlerdir2. Günümüzde ise Suudi Arabistan tarafından Yemen’den atılan füzelere karşı aktif olarak kullanılmaktadır.
Görsel 3: Patriot Sistemi
Stratejik Düşünce Enstitüsü’nün yaptığı araştırmalar sonucu radar menzili, füze menzili, füzelerin etkili olduğu irtifa gibi özellikler bakımından S-400’lerin Patriotlara ve diğer savunma sistemlerine göre oldukça üstün bir konumda olduğunu söyleyebiliriz. Bunun sonucunda, günümüz teknolojisi baz alındığında Patriotların, Türkiye’yi korumak için yeterli olup olmadığı sorusu tartışılmaktadır. Aşağıdaki tablolarda sırasıyla radar menzili, füze menzili ve füzelerin etkili olduğu irtifa bakımından S-400 hava savunma sistemiyle diğer çeşitli hava savunma sistemlerinin karşılaştırılmasını görmektesiniz.
Grafik 1, Radar menzilleri(km):
Grafik 2, Füzelerin menzili (km):
Grafik 3, Füzelerin etkili olduğu irtifa (km):
Hava Savunma Sisteminin Türkiye İçin Önemi
Bulunduğu coğrafya sebebiyle olası hava saldırılarına oldukça açık bir konumda olan ülkemizin yüksek irtifa hava savunması ihtiyacı uzun yıllara dayanıyor. Jonathan’a göre bir süredir hava savunması için pazarda yer arayan Türkiye, dört yıl önce bir Çin sistemi satın alma fikrini gündeme getirdi ancak NATO müttefiklerinin baskısından sonra anlaşmadan geri çekildi3. Türkiye’de etkili bir hava savunma sistemi hala mevcut değil. Yüksek irtifalı hava sahası savunma sistemi olarak oldukça eski, NATO müttefiki ülkeler tarafından artık kullanılmayan MIM-14 Nike Hercules füzeleri kullanılmaya çalışılıyor. Bu konu Prof. Dr. Kibaroğlu’na göre, Mart 2011’de Suriye İç Savaşı’nın başlamasıyla daha fazla önem taşıyan bir konu haline geldi4. Coğrafi olarak yakın çevremizde bulunan sıcak çatışmalar ve savaşlar göz önüne alındığında, Türkiye’nin hava savunma ihtiyacı oldukça önem arz eden öncelikli konulardan biri olmaya devam ediyor.
NATO Müttefiki Türkiye’nin S-400 Meselesinin Uluslararası Alandaki Yeri
Bünyesinde 30 ülke barındıran ve herhangi bir dış güçten gelebilecek saldırıya karşı ortak savunma yapmayı amaçlayan Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü(NATO) üyesi olan Türkiye’nin, her ne kadar NATO üyesi ülkeler olan Yunanistan, Bulgaristan ve Slovakya’da da S-300 Füze Sistemleri bulunuyor olsa da NATO üyesi olmayan Rusya ile askeri savunma sistemi alışverişinde bulunması NATO tarafından tepkilere yol açtı. ABD Hava Kuvvetleri Müsteşar Yardımcısı Heidi Grant, Rusya’dan S-400 füze savunma sistemleri satın alması halinde Türkiye’nin NATO teknolojilerine erişiminin kısıtlanacağını söyledi5. Bunun sonucunda Türkiye F-35 programından çıkarılma durumuyla ve CAATSA yaptırımları gibi tehditlerle karşı karşıya kaldı. Gazeteci Jonathan Marcus’a göre güney kanadındaki önemli coğrafi konumu ve Suriye krizindeki rolü göz önüne alındığında Türkiye NATO’nun sırtını dönebileceği bir ülke değil6. Fakat ABD Kongresi’nin Türkiye’ye S-400 füze savunma sistemi alımı sebebiyle CAATSA (ABD Hasımlarına Yaptırım Yoluyla Mücadele Yasası) olarak adlandırılan yaptırımlarını uygulanmasının Türkiye adına endişe verici sonuçlar doğurabilir.
Her ne kadar Trump döneminde S-400 meselesi hafif atlatılan ve Trump tarafından kamufle edilmiş olan bir kriz olsa da Trump’ın başkanlığının son günlerini yaşadığımız şu zaman dilimi içerisinde bünyesinde Türkiye’ye yönelik yukarıda da belirttiğimiz CAATSA yaptırımlarını da barındıran NDAA (Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasa Tasarısı) hem ABD Temsilciler Meclisi hem de Senato tarafından onaylandı. Peki, bu ne demek oluyor?
ABD Kongresinin iki kanadın da 2/3 çoğunlukla geçen tasarı, Trump tarafından reddedilse bile tekrardan 2/3 çoğunluğun sağlanma ihtimalinin yüksekliği ortada. ABD hükumet sistemi kapsamında Kongre’nin iki kanadının da 2/3 çoğunlukla kabulü halinde, Başkan’ın veto ettiği tasarıyı bir daha veto etme imkânı bulunmuyor. Dolayısıyla yakın bir süre zarfı içerisinde ülkemizin ABD ‘nin çeşitli yaptırımlarıyla karşı karşıya kalabileceğini endişe ve üzüntü içinde söyleyebiliriz.
Türkiye’nin sınırlarını kapsamlı bir şekilde koruyamayacağı ve düşünüldüğü kadar verimli bir sistem olmadığı iddiaları ise Türkiye’nin, S-400’leri almak uğruna tüm NATO’yu karşısına almasının ve ABD yaptırımlarını göze almasının doğru bir hamle olup olmadığı konusunda tartışmalara sebep oluyor.
Önümüzdeki günlerde atılacak adımların Türkiye çıkarlarına uygun ve kamuoyunu yanlış yönlendirecek, manipülasyonlara engel olacak şeffaflıkta ilerlemesini hepimiz adına temenni ediyor, sağlıklı günler diliyorum. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!
Görsel Kaynakçası
Kapak Görseli: https://www.tarafsizhaberajansi.com/2019/07/03/ilk-s-400-bataryasi-ankaraya-konuslandirilacak-komutani-bir-albay-olacak/.
Görsel 1:https://tr.sputniknews.com/infografik/201709131030130105-s-400-fuze-sistemleri-rusya-nato-silah/
Görsel 2:”What Turkey’s S-400 Missile Deal With Russia Means For Nato”. 2019. BBC News. https://www.bbc.com/news/world-europe-48620087.
Görsel 3:https://www.savunmasanayi.org/mim-104-patriot/
Grafik 1,2 ve 3: https://www.sde.org.tr/degerlendirme/sd-degerlendirme-turkiye-s-400den-vazgecebilir-mi-analizi-10251
Ana Metin Kaynakçası
1-(Ritzen, Yarno, Aljazeera, “Why do countries want to buy the Russian S-400?”)
2- (Okan, Yüksel, Hava Savunmasında Bir Başarısızlık Abidesi: Patriot, 2013)
3-(Alpar, Güray, Stratejik Düşünce Enstitüsü, “Türkiye S-400’den Vazgeçebilir mi?”, 2019)
4-(Marcus, Jonathan, “Turkey signs deal to get Russian S-400 air defence missiles”,2017)
5-Türkiye, Sputnik. 2017. “ABD: Türkiye S-400 Sistemlerini Alırsa NATO Teknolojilerine Erişimi Kısıtlanır”. Tr.Sputniknews.Com. https://tr.sputniknews.com/savunma/201711171031038293-abd-turkiye-s400-nato-yeknoloji-erisim-kisitlanir/.
6-(Kibaroğlu, Mustafa, 2019, “On Turkey’s Missile Defense Strategy: The Four Faces of the S400- Deal between Turkey and Russia”, s. 167)