Giriş
6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan 7.8 büyüklüğündeki Gaziantep ve 7.6 büyüklüğündeki Kahramanmaraş depremlerinden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, depremin yaşandığı 10 ilde “Olağanüstü hâl” kararı alındığını duyurdu. Hatırlarımıza hemen 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ülke çapında alınan olağanüstü hâl kararı ve o dönem alınan “Olağanüstü Hâl Kanun Hükmünde Kararnameleri” geldi. Aşağıda Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan olağanüstü hâl nedir ve ne için alınır gibi soruları birkaç başlık altında inceleyeceğiz.
Olağanüstü Hâl Kararı Neden ve Hangi Usule Göre Alınır?
Ülkede yaşanan veya yaşanma ihtimali yüksek olan tehlikeli durumlarda Cumhurbaşkanı, yürütme görevini daha hızlı yerine getirebilmek için “Olağanüstü hâl” kararı alır.
Olağanüstü hâl kararının alınma sebebi ve usulü Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Olağanüstü Hâl Yönetimi başlıklı 119. maddesi uyarınca şu şekildedir:
Cumhurbaşkanı; savaş, savaşı gerektirecek bir durumun başgöstermesi, seferberlik, ayaklanma, vatan veya Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışma, ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması, anayasal düzeni veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerinin ortaya çıkması, şiddet olayları nedeniyle kamu düzeninin ciddî şekilde bozulması, tabiî afet veya tehlikeli salgın hastalık ya da ağır ekonomik bunalımın ortaya çıkması hâllerinde yurdun tamamında veya bir bölgesinde, süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hâl ilan edebilir.
Olağanüstü hâl ilanı kararı, verildiği gün Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise derhâl toplantıya çağırılır; Meclis gerekli gördüğü takdirde olağanüstü hâlin süresini kısaltabilir, uzatabilir veya olağanüstü hâli kaldırabilir.
Kanun Hükmünde Kararname ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi Ayrımı
Öncelikle yazımızın giriş kısmında bahsettiğimiz gibi 15 Temmuz sonrası alınan olağanüstü hâl kararında Cumhurbaşkanı “olağanüstü hâl kanun hükmünde kararnameleri” yayınlamıştı ancak 21 Ocak 2017 Anayasa değişikliği sonrasında “kanun hükmünde kararnameler” yerlerini “Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine” bıraktı. Bu sebeple yazımıza Cumhurbaşkanlığı kararnamelerini açıklayarak devam edeceğiz.
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi Nedir ve Normlar Hiyerarşisindeki Yeri Neresidir?
Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin, lağvedilen kanun hükmünde kararnamelerin yerine getirildiği Anayasanın ilgili maddelerindeki kanun hükmünde kararname isminin Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ismiyle değiştirilmesinden anlaşılabilir.
Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ikiye ayrılır: Olağan dönem Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ve olağanüstü hâl Cumhurbaşkanlığı kararnamesi.
Olağan dönem Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle düzenlenebilecek konular 1982 Anayasasının 104. Maddesinin 17. fıkrasının ilk cümlesinde şu şekilde açıklanmıştır: “Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir.”
Söz konusu fıkranın ikinci cümlesinde ise Cumhurbaşkanı kararnameleriyle hangi konuların düzenlenemeyeceği şu şekilde açıklanmıştır: “Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez. Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması hâlinde, kanun hükümleri uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hâle gelir.”
Olağanüstü hâl Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle düzenlenebilecek konular olağan döneme göre farklılık göstermektedir çünkü bunların hukuki rejimleri birbirinden oldukça farklıdır.
Olağanüstü hâl Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle düzenlenebilecek konular ise 1982 Anayasasının 119. Maddesinin 6. fıkrasıyla şu şekilde açıklanmıştır:
“Olağanüstü hâllerde Cumhurbaşkanı, olağanüstü hâlin gerekli kıldığı konularda, 104 üncü maddenin onyedinci fıkrasının ikinci cümlesinde belirtilen sınırlamalara tabi olmaksızın Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Kanun hükmündeki bu kararnameler Resmî Gazetede yayımlanır, aynı gün Meclis onayına sunulur.”
1982 Anayasası madde 104 ve 119 ışığında olağan dönem ve olağanüstü hâl Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin Normlar hiyerarşisindeki yerini inceleyelim:
104. maddenin 17. fıkrasının ikinci cümlesinin “Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz.Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması hâlinde, kanun hükümleri uygulanır.” ibaresinden anlaşılacağı üzere Olağan dönem Cumhurbaşkanlığı kararnameleri normlar hiyerarşisinde kanunlardan alt basamaktadır.
104. maddenin 6. fıkrasında “Olağanüstü hâllerde Cumhurbaşkanı, olağanüstü hâlin gerekli kıldığı konularda, 104 üncü maddenin onyedinci fıkrasının ikinci cümlesinde belirtilen sınırlamalara tabi olmaksızın Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Kanun hükmündeki bu kararnameler Resmî Gazetede yayımlanır, aynı gün Meclis onayına sunulur.” cümlesiyle olağanüstü dönemlerde çıkan Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin kanun hükmünde olduğu açıkça belirtilmiştir.
Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlandırılmasında Olağan Dönem ve Olağanüstü Hâl Dönemi Karşılaştırması
Temel Hak ve Hürriyetlerin sınırlandırılması, devletin varoluşundan itibaren ortaya çıkan bir durumdur. Birey ve toplumun özgürlüğü devletin koruması gereken en önemli olgudur. Devletler modernleştikçe yasalar da modernleşmiş, bireyin önemi devletin karşısında artmış ve temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması konusunda devletlere bazı sınırlandırıcı şartlar getirilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına göre temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması olağan ve olağanüstü hâl dönemlere göre farklılık göstermektedir.
Olağan dönemde temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılma şartlarını Anayasanın 13. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca temel hak ve ödevlerin sınırlandırılması için şu şartlar öngörülmüştür:
- Sınırlama kanunla olmalıdır.
- Sınırlama anayasanın ilgili maddesinde belirtilen sebeplere bağlı olmalıdır.
- Sınırlama anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olmalıdır.
- Sınırlama demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmamalıdır.
- Sınırlama temel hak ve hürriyetlerin özlerine dokunmamalıdır.
- Sınırlama laik Cumhuriyetin gereklerine aykırı olmamalıdır.
- Sınırlama ölçülülük ilkesine aykırı olmamalıdır.
Olağanüstü hâl dönemlerinde temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılma şartları ise Anayasanın 15. maddesinde düzenlenmiştir. Anayasanın 15. maddesinde temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması için öngörülen şartlar şunlardır:
- Savaş, seferberlik veya olağanüstü hâllerden biri mevcut olmalıdır.
- Milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemelidir.
- Ölçülülük ilkesine uyulmalıdır.
- Bunların dışında 15. maddenin 2. fıkrasında sayılan hak ve ilkelerden oluşan çekirdek alana dokunulmamalıdır. Bu çekirdek alan şunlardan oluşur: Yaşama hakkı, maddi ve manevi varlığın bütünlüğü; Din, vicdan, düşünce ve kanaatlerin açıklanmaya zorlanamaması; Suç ve cezaların geçmişe yürümezliği; Masumiyet karinesi.
Sonuç
Yukarıda incelediğimiz maddeler ışığında olağanüstü hâl ilanının üç sonucu vardır.
- Maddenin beşinci fıkrasına göre “olağanüstü hâllerde vatandaşlar için getirilecek para, mal ve çalışma yükümlülükleri … kanunla düzenlenir.” Yani olağanüstü hâllerde vatandaşlara para, mal ve çalışma yükümlülükleri getirilebilir. Ancak en başta bahsettiğimiz gibi Olağanüstü hâl ilanı sebebe bağlıdır ve bundan dolayı olağanüstü hâl hangi sebeple getirildiyse yalnızca o sebebin ortadan kaldırılmasına katkı sağlayacak yükümlülükler getirilebilir.
- Maddenin beşinci fıkrasına göre “olağanüstü hâllerde … temel hak ve hürriyetlerin nasıl sınırlanacağı veya geçici olarak durdurulacağı, hangi hükümlerin uygulanacağı ve işlemlerin nasıl yürütüleceği kanunla düzenlenir.”
Yani temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir.
- Maddenin altıncı fıkrasına göre “olağanüstü hâllerde Cumhurbaşkanı, olağanüstü hâlin gerekli kıldığı konularda, 104’üncü maddenin on yedinci fıkrasının ikinci cümlesinde belirtilen sınırlamalara tabi olmaksızın Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir.” Yani yukarıda bahsettiğimiz gibi Cumhurbaşkanı, olağanüstü hâl dönemi kanun hükmünde Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarma yetkisine haiz olur.
Kaynakça
1- Gözler, K. (2000). Türk Anayasa Hukuku Dersleri.
– Alperen Şenel