1980’lerden önce kamu politikaları Keynesyen yaklaşım içeriyordu. 1929 yılında başlayan Büyük Buhran sonrasında liberal ekonominin işleyişinde sorunlar göze çarpmış ve bu ekonomik çıkmaz, klasik iktisadi düşünce ile çözümlenememişti. Dünya genelinde etkisini hissettiren bu ekonomik krize Britanyalı iktisatçı Keynes’in görüşlerini temel alan Keynesyen İktisadi Düşünce sistemi ile çözümler üretilmiştir. Keynesyen İktisadi Düşünceye göre, piyasaya müdahaleci sosyal
Tarım devriminden önce insanlar, kendi kendilerine yeten bir aile ekonomisi sistemiyle hayatlarını idame ettiriyor, iş bölümü ile ihtiyaçlarını karşılıyorlardı. Ne zaman ki toprak işlendi, yerleşik hayata geçildi, işte o zaman bir arada yaşayan insan sayısı arttı. Böylece para arayışı da başlamış oldu. Çünkü kalabalık topluluklarda birbirine yabancılaşan insanlar, ihtiyaçlarını karşılamak için alışveriş yapmak zorundaydı. Bunun