Stresin Fiziksel Ve Psikolojik Etkileri

/ / SAĞLIK

Stresin 17. yüzyıldan başlamak üzere günümüze kadar birçok tanımı yapılmıştır. İlk olarak fizikçi Robert Hooke ‘‘elastiki nesne ve ona uygulanan dış güç arasındaki ilişki’’ diyerek tanımlamıştır. Günümüzdeyse stres daha çok ‘‘zor bir durum karşısında, baskı altındayken gösterilen fiziksel, ruhsal ya da duygusal tepki’’ olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tepki her zaman kötü değildir. Duruma göre hayati bir önem dahi taşıyabilir. Sık verilen bir örnek olarak doğada vahşi bir yırtıcıyla karşılaştığımızı düşünelim. Tehdidi algıladıktan sonra vücudumuz durumdan kurtulabilmek için alarm haline geçer ve stres yaratır. Böylece daha tetikte olup bulunduğumuz durumdan nasıl kurtulacağımıza hızlıca karar verebiliriz. Bu örnek günümüzde birçok insan için havada kalabilir ama farklı formlara da uyarlayabiliriz. Örneğin yırtıcıyı üzerimize gelen bir araba veya yaklaşan sınav tarihleri olarak düşünelim. Makul seviyelerde stres ile arabanın önünden kaçabilir sınavlara çalışmak için de gereken uyarıyı oluşturabiliriz. Bu durum, stresin gerekenden daha fazla olduğu ve uzun sürdüğü zaman tersine dönme potansiyeli taşıyacağından stres ölümcül hale de gelebilir. Sağlığı kötü etkileyeceği ya da ölümcül olabileceği durumlardan bahsetmeden önce stresin kısaca kimyasal sürecine bakalım.

Stresi tetikleyen kimyasal süreci basitçe şu şekilde açıklayabiliriz: Bir tehditle karşılaştığımızda sinir sinyalleri olarak beynimize uyarıyı göndeririz. Bu sinyaller hipotalamusu ve sempatik sinir sistemini uyararak bazı hormonların salgılanmasına neden olur. Hipotalamus kortikotropin salgılatıcı hormonu üreterek bir dizi tepkime sonrasında kortizolün oluşmasını sağlar. Kortizolü stres hormonu olarak da ifade edebiliriz. Bunun yanında adrenalin ve bazı kimyasal maddeler de salgılanıp kana geçer. Adrenalin kalbin daha hızlı ve şiddetli atmasını sağlayarak dokulara giden oksijeni arttırır ve dokular (örneğin kas dokusu) daha kısa sürede fonksiyon gösterebilir. Kortizol, hücrelerdeki glukokortikoid reseptörlere tutunur. Ardından kan şekerini yükseltir.

Kortizol hormonu temel stres hormonu olduğundan ve başka özellikleri de bulunduğundan kısaca bu hormona değinelim. Kortizolün birçok önemli görevi vardır: Kan şekeri seviyesini ve kan basıncını belli seviyelerde tutmak, bağışıklık sistemini düzenlemede rol almak, yağ-karbonhidrat-protein metabolizmasında görev almak gibi. Buradan yola çıkarak kortizol gereğinden daha fazla veya az salgılanırsa birçok sistemi olumsuz etkileyeceği yorumunu yapabiliriz. Bu etkiyi kafamızda canlandırabilmek için birkaç örnek verelim. Kortizolün kan şekerini yükselttiğini söylemiştik. Bunu insülin adı verilen kan şekerini düşürmede görevli hormonu baskılayarak yapar. Uzun süreli streste insülinin sürekli baskılanmasıyla birlikte insülin direnci gelişebilir ve diyabet hastalığı oluşabilir. Ayrıca kortizolün kan basıncını arttırıcı etkisi bulunduğu için de damarların adrenaline duyarlılığını arttırmasıyla hipertansiyon hastalığına da sebep olabilir. Böylece stresin vücudumuzun belirli bir bölgesine ya da sistemine değil, bağlantılı bir şekilde tamamında etki gösterdiği anlaşılır. Fakat bu etkilerin sebep olabildiği sorunlar yaşadığımız stresin hangi kategoride sınıflandırıldığına göre değişkenlik gösterir.

Stresin sınıflandırılmasına baktığımızda 3 ana başlık altında stresi inceleyebiliriz: Akut stres, episodik akut stres ve kronik stres. Bunlar da içlerinde alt başlıklara ayrılmaktadır. Ana başlıkları açıklayacak olursak akut stres yakın zaman içerisinde -geçmiş ve gelecek arasında- oluşan baskı ve isteklerden kaynaklandığı için günlük hayatımızda yaşayabileceğimiz ve diğerlerine göre daha kolay denetim altına alınabilecek bir strestir. Episodik strese baktığımızda yaşanan olaylara bağlı olarak ortaya çıktığını görürüz. Ayrıca fiziksel etkileri de olabilmektedir. Kronik stres ise uzun süre stres yaratan faktörlere maruz kalma durumunda vücudun sürekli stres tepkisi vermesidir ki çok ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Buna kardiyovasküler (kalp-damar) sistem ve metabolizma üzerinden örnek vermiştik (diyabet ve hipertansiyon.) Aynı zamanda uzun süren stresin immün sistem üzerinde de etkisi büyüktür. Strese bağlı olarak fazladan salgılanan kortizol vücudun bağışıklığının zayıflamasına ve enfeksiyonlara daha açık hale gelmemize sebep olur.

Buraya kadar stresin ve salgılattığı hormonların genel sistemler üzerindeki etkisinden, doğurabileceği sorunlardan bahsettik. Spesifik olarak bir organdan söz edilmedi. Fakat stresin çok güçlü bir şekilde değiştirdiği ve doğrudan etkilediği bir organımız var: Bütün sistemler üzerinde etkili olan hayati öneme sahip beynimiz. Yapılan araştırmalara göre uzun süre devam eden (kronik) stres ve yükselen kortizol seviyeleri nöron (sinir hücresi) sayısını azaltmakta olup beynin nöral ağlarını değiştirmekte ve hipokampüste de (hafızayı ve duyguları düzenleyen merkez) küçülme yarattığı bilinmektedir. Dolayısıyla uzun süreli stres durumunda hafızanın zayıflaması olağandır. Ayrıca karar verme mekanizmasının da kronik stresten kötü bir biçimde etkileneceği düşünülmektedir. Yakın zamanda fareler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre hayvanların stres altında yüksek riskli seçenekleri tercih ettiği görülmüştür. Anormal karar verme sürecinin sebebinin stresin belirli bir beyin devresinde oluşturduğu zayıflamalardan meydana geldiğini bulmuşlardır. Bu çalışmayı insanlar üzerinden düşünelim. Para ödüllü bir bilgi yarışmasına katıldığımızı hayal edelim. Karşımıza çıkan soruları bildikçe kazanabileceğimiz para miktarı da artıyor olsun. Yüksek bir meblağa geldiğimizde önümüze eşit derecede iki şık arasında kaldığımız bir soru gelsin. Tercih edebileceğimiz iki tane de seçenek var. Birincisi cevaplamamayı tercih edip daha az miktarda parayla yarışmadan ayrılabiliriz ya da hiç ödül alamama ihtimalimizin olduğu ama bilirsek de şimdiye kadar geldiğimizin üç katını kazanabileceğimiz soruyu şansa bırakarak cevaplayabiliriz. Bu iki seçenekten ikinciyi seçip yani yüksek riskli olana yöneliyorsak sebebi stres altında karar vermemiz olabilir. Sakin kalıp stresimizi yönetebiliyorsak diğerine göre güvenli olan birinci seçeneği seçmemiz daha muhtemel.

Ödüllü bilgi yarışmasına her gün girmiyor olsak da yaşamımızın farklı dönemlerinde önümüze yapmamız gereken ve arasında kalabileceğimiz zor seçimler çıkacaktır. Kendimize göre en mantıklı olanı tercih edebilmek için ve en önemlisi de daha sağlıklı olabilmek için stresi kontrol altına alabilmeyi öğrenmeliyiz. Stresten uzak sağlıklı günler dileğiyle bir sonraki yazıda görüşmek üzere…

 

Kaynakça

1-“Popular Science Homepage”. 2020. Popular Science. https://www.popsci.com/.

2-(COVID-19), Coronavirus, Eye Health, Heart Disease, Lung Disease, Pain Management, Sexual Conditions, and Skin Problems et al. 2020. “Webmd – Better Information. Better Health.”. Webmd. https://www.webmd.com/.

3-“Evrim Ağacı – Karanlığı Bilimle Fethet!”. 2020. Evrim Ağacı. https://evrimagaci.org/.

 

Nehir KÖSE

10 Comments to “ Stresin Fiziksel Ve Psikolojik Etkileri”

  1. Furkan Melih Alyu says :Yanıtla

    Verilen örnekler canlı ve konu ilgi çekici, akıcı bir yazı olmuş. Tebrikler. Gelecek yazıları merakla bekliyoruz

  2. Pakize gencer says :Yanıtla

    Cok guzel bir yazi ve gercekden stresin ne kadar etken bir hastalik oncusu sebebi oldugunu gostermis.. tebrikler

  3. Şirin says :Yanıtla

    Gercekten cok başarılı bir çalişma olmuş, Kaleminize saglik

  4. Gönül Tankuş says :Yanıtla

    Çok zevkle okuduğum bir yazı ve ilgi çekici olmuş eline sağlık.

  5. Aysun says :Yanıtla

    Etkileyici ve öğretici bilgilendirmeden dolayı tebrik ediyorum çok başarılı

  6. Arzu says :Yanıtla

    Emeğinize sağlık çok güzel bir çalışma.

  7. Figen says :Yanıtla

    Öğretici ve başarılı bir yazı olmuş.. emeğinize sağlık..

  8. Ayşenur says :Yanıtla

    Akıcı bir dil ile, örneklerin etkili ve öğretici olarak kullanıldığı güzel bir yazı olmuş.Eline emeğine sağlık, başarılar.

  9. Betül says :Yanıtla

    Elinize, emeğinize sağlık. Çok güzel olmuş. Branşımızdan dolayı da bizim de bazı bilgilerimizi yenilememizi sağlamıştır. Gerçekten bu bilgilerden çok yararlandık. Bundan sonraki çalışmalarınızda da başarılar diliyoruz. Ailecek sağlıklı ve güzel günler geçirmeniz dileğiyle.

  10. Ozan KOÇ says :Yanıtla

    Güzel ve faydalı bir çalışma.. Teşekkürler, emeklerinize sağlık.. Yazılarınızın devamını bekliyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir