Dunbar Sayısı: En Fazla Kaç Arkadaşınız Olabilir?

/ / PSİKOLOJİ
Giriş: Arkadaşlığın Anlamı

Arkadaşlık kavramı için herkesin ayrı bir tanımı vardır. Arkadaşlık söz konusu olduğunda kimi ortak ilgi alanlarını, kimi benzer mizah anlayışlarını, kimiyse başka bir ölçütü öne çıkarır. Biz Robin Dunbar’ın tanımını kullanalım: Arkadaşlar, birbirleriyle olan iletişimlerini sürdürebilmek için uğraş gösteren, aralarında duygusal bir bağ bulunan insanlardır¹. Görüldüğü üzere bu geniş tanım, yalnızca alışılageldik anlamdaki arkadaşları değil; aile üyelerini, akrabaları ve hatta sevgili ya da eşleri de kapsar. Akrabalık, arkadaşlık ve romantik ilişki, beklentiler ve yakınlıklar göz önünde bulundurulduğunda birbirinden epey farklı olsa da sonuç olarak hepsinin kişi için duygusal bir anlamı vardır ve herhangi bir tanıdıktan ya da sokaktaki bir yabancıdan çok daha fazlasını ifade eder.

Neden arkadaş ediniriz? Bu sorunun oldukça basit bir yanıtı var: çünkü arkadaşlıklar kurmak kişi için yararlıdır. Arkadaşlar birbirleri için duygusal destek sağlarlar, gereksinim durumunda maddi ve manevi yardımlarda bulunurlar ve güven duygusu çevresinde biçimlendiğinde birbirlerini dış tehditlere karşı korurlar. Yalnızca karşılıklı olarak konuşurken bile mutluluk hormonlarının salgılanmasını sağlayarak stres ve kaygıdan uzak durulmasına katkıda bulunurlar. Bu anlatı size günümüz koşullarına özgüymüş gibi gelebilir ancak yazı boyunca göreceğiz ki bu davranış özelliklerinin kökenleri binlerce yıl öncesine dayanmakta. Bu yazıda arkadaşlık kavramını evrimsel psikoloji perspektifinde ele alacağız. Bir kişinin aynı anda kaç farklı ilişki yürütebileceği ve bunların kaçının yakın ilişkiler olabileceği sorularına yanıt arayacağız. Arkadaş sayısının sınırlarını inceledikten sonra kişinin bu arkadaşlıkları nasıl kümelediğine göz atacağız. Son olarak insanların neden tüm arkadaşlarına eşit değer vermediğine bakıp yazıyı sonlandıracağız. 

Dunbar Sayısı: Arkadaşlığın Sınırları

İnsan dışındaki primat türlerinde, beyin büyüklüğü ile sosyal grup büyüklüğü arasında olumlu yönde bir ilişki saptanmıştır¹. Neokorteks hacmi ne denli büyükse türün sürdürebileceği sosyal ilişkilerin sayısı da o denli büyüktür. Son derece karmaşık ilişki ağlarını takip etmek, tür içerisindeki diğer bireylerin davranışlarını öngörmek ve buna göre hareket etmek fazlaca bilişsel kaynak gerektirir. Bazı insansı maymun türleri için bahsettiğimiz ilişki sayısının üst sınırı 50 iken² bazı insansı maymun türleri için bu sayı 80’dir³. İnsansı maymunlar ve insanlar arasındaki bilişsel donanım ayrımına bakıldığında insanların yürütebileceği ilişki sayısının çok daha fazla olması beklenir4. Evrimsel biyolog Robin Dunbar’ın çalışmaları ve matematiksel modellemelerden elde edilen öngörüler gösteriyor ki insanlar için bu sayı 150’dir. İşte, insanların aynı anda yürütebileceği sosyal ilişki miktarını ifade eden bu 150 sayısına “Dunbar Sayısı” adı verilir. Buradaki 150 sayısı üst sınır olmakla birlikte ortalama bir büyüklüktür. Kişilik özelliklerine ve çevreye bağlı olarak bazen 200’e kadar yükselebilir ya da 100’ün altına düşebilir. Ancak tür içi ortalama her zaman 150’dir.

Dunbar Sayısı, laboratuvarda bulunmuş, yapay ve teorik bir sayı değil, tutarlı bir toplumsal birimdir. Dünyanın farklı yerlerinde, farklı kültürlerde yaşayan toplumların sosyal yapısı incelendiğinde, karşımıza bir şekilde yaklaşık bu büyüklükteki gruplar çıkar². Yine Dunbar’ın yaptığı bir çalışmada, insanlardan Noel kartı gönderdikleri yakınlarının listesi istenmiştir. Çalışmaya katılan insanların gönderdikleri Noel kartı sayısı ortalama 68, Noel kartı gönderilen evlerde yaşayan kişi sayısı ise yaklaşık 150 olarak bulunmuştur. Görünen o ki gelişen teknoloji bu sayıyı değiştirmeye yetmemiştir.

Bu durum, insanların gruplar hâlinde yer aldıkları her yerde kendini belli eder. İş dünyasındaki genel kurallardan biri, çalışan sayısının 150’nin altında tutulması gerektiği, hem çalışan hem de iş yeri adına en verimlisinin bu olduğudur. Bu eşiği aşan şirketlerde çalışanların birbirleriyle olan ilişkilerini yürütmeleri güç bir hâl aldığından çalışanlarda sıra dışı bir işe devamsızlık durumu gözlenmiştir². Askerlikte de durum bundan farklı değildir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nden örnek verecek olursak bir bölük 80-225 kişiden meydana gelir ki bunun ortalamasını aldığımızda yine yaklaşık 150 sayısını buluruz.

Günümüzde iş dünyasında, askerlikte ve daha birçok yerde Dunbar Sayısı’na rastlıyor olmamız, bu kurumların çağdaş bilimin olanaklarından yararlandığı için sosyal ilişki sayısını belli bir düzeyde tutmak istiyor olduğu anlamına gelmez. Bu durum insan doğasının yadsınamaz bir gerçeğidir. Dunbar Sayısı’nın bulunuşundan binlerce yıl öncesine bakacak olursak yine ortalama 150 sayısı ile karşılaşırız: MÖ 6000 yıllarında, Cilalı Taş Çağı’nda, Ortadoğu’da bulunan köylerin nüfusu 120-150 kişiydi. Aynı şekilde 11. yüzyılda, Orta Çağ’daki İngiliz köyleri de 150 kişiden meydana gelmekteydi². Tüm bu verilerden elde ettiğimiz sonuç çok açıktır: 150 sayısı rastgele oluşturulmuş bir sayı değildir. Tarih öncesi dönemde, Orta Çağ’da ya da 2021 yılında; Avrupa’da ya da Asya’da; köyde ya da kentte… Zaman ve mekân ayırt etmeksizin türümüzün sosyal ağı için en uygun sayı “Dunbar Sayısı” olarak adlandırdığımız 150’dir.

Arkadaşlık Çemberleri: Her Arkadaş Bir Değil

Zaman, sınırlı bir kaynak olması nedeniyle her canlı için oldukça değerlidir. Arkadaşlık ilişkilerinin sürdürülebilmesi içinse kuşkusuz belli bir miktarda zaman ve emek gerekir. İşte, bu durum bireyin çevresindeki bazı kişileri diğerlerinden kayırması ve onlarla daha yakın ilişkiler kurmasıyla sonuçlanır. 150 kişilik sosyal ağa baktığımızda bunların içerisinde iç içe geçmiş birkaç çemberden oluşan hiyerarşik bir düzen görürüz.

En küçük çember 3-5 kişiden oluşur. Burada genellikle kişinin en yakın arkadaşları ve eğer varsa sevgilisi ya da eşi yer alır. Burada yer alanlar bireyin sıkıntılı dönemlerinde ilk başvurduğu kişilerdir. Bu çekirdek grubun üzerine eklenen 10 kişi, bir sonraki çemberi oluşturur. Bu 15 kişilik katman sosyal psikologlar tarafından “duygudaşlık grubu” olarak adlandırılır. “Toplumsal etkinlik” çemberinde yer alan 50 kişi, genellikle cenaze törenleri gibi sosyal olaylarda bireyin yanında yer alan insanlardan meydana gelir. Ardından gelen Dunbar Sayısı’nı ifade eden 150 kişilik çember ise karşılıklı destek ve bilgi alışverişinin sağlandığı etkin ağdır. Bunun da üzerinde 500 ve 1500 kişinin yer aldığı ve yalnızca isimleri ve yüzleri bilinen kişilerin oluşturduğu çemberler yer alır.

Çemberlerin içerdiği kişi sayısına bakıldığında ilginç bir durumla karşılaşılır. Çemberler her biri diğerinin yaklaşık 3 katı olacak biçimde sıralanmışlardır. Bu kümeleme biçimi bize avcıtoplayıcı atalarımızdan kalan bir mirastır: 15 kişilik çember geniş aileyi, 50 kişilik çember klanı ve 150 kişilik çember bütün kabileyi temsil eder. Bu orandaki ölçeğe sahip katmanların, şempanzeler, babunlar, filler ve yunuslar gibi bazı sosyal memelilerin ağlarında da tümüyle aynı ölçekte var olduğu saptanmıştır¹

Her ne kadar ayırdına varılmasa da insanlar günlük yaşamda bu çemberlere göre hareket ederler. Sınırlı ve çok değerli olan zamanlarını, kendilerinden karşılık alma, destek bulma olasılıklarının en yüksek olduğu kişiler arasında paylaştırırlar. Uyanık kalınan bölümdeki zamanın ve toplam sosyal çabanın yaklaşık %40’ı en küçük çemberdeki 5 kişiye; %20’si ise sonraki 10 kişiye ayrılır. Yani bir başka deyişle, toplam sermayenin %60’ı yalnızca 15 kişilik katmanda bulunan arkadaşlar için ayrılmıştır. Hiç kuşkusuz, aile, buradaki en önemli yeri tutar.

Sonuç

İnsanlar ve bazı diğer canlılar, yarar sağlayan bir durum olduğu için aralarında herhangi bir kan bağı bulunmayan türdeşleriyle ittifaklar kurmuş ve buna arkadaşlık adını vermiştir. Geniş gruplar içinde yaşayan insanlar ve diğer canlılar için arkadaşlıklar kurmak, iyi vakit geçirmek için yapılması hoş olan bir davranış değil, birincil öneme sahip biyolojik bir gereksinimdir³. Avcı-toplayıcı dönemden beri süregelen bazı davranış kalıpları ufak değişiklerle varlığını sürdürmüş, ne internet ne de başka herhangi bir teknolojik gelişme bu kalıpları değiştirebilmiştir. Dahası bu kalıplar, değişen zamana ve mekâna karşı da üstün gelme başarısı göstermiştir. Robin Dunbar’ın çalışmaları çevresinde elde edilen bu bilgiler arkadaşlık kavramına çok farklı bir bakış açısı kazandırmaktadır.

 

Metin Kaynakçası

1- Dunbar, R. I. M. (2018). The anatomy of friendship. Trends in Cognitive Sciences, 22(1), 32–51. https://doi.org/10.1016/j.tics.2017.10.004

2- Dunbar, R. I. M. (2010). Şu hayatta kaç arkadaş lazım?. İstanbul: NTV.

3- Dunbar R. I. M. Gossip in Evolutionary Perspective. Review of General Psychology. 2004;8(2):100-110. https://doi.org/10.1037/1089-2680.8.2.100

4- Lawton, Graham. (2016). Neredeyse her şeyin kökeni. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.

Görsel Kaynakçası

(Görseller Üzerinde Değişiklikler Yapılmıştır)

Kapak Görseli: https://www.nytimes.com/2012/10/28/magazine/who-made-that-fist-bump.html

Birinci Görsel: https://kissflow.com/digital-workplace/collaboration/dunbars-number/

İkinci Görsel: Dunbar, R. I. M. (2018). The anatomy of friendship. Trends in Cognitive Sciences, 22(1), 32–51. https://doi.org/10.1016/j.tics.2017.10.004

 

-Halil Mertcan BOZKIR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir