“An”ı Tekrar Yaşamaktan Kurtulmanın Anahtarı: EMDR Terapisi

/ / SAĞLIK

Zihninizde oluşan bir karmaşanın yansımalarının fizyolojik olabileceğini deneyimlemişsinizdir. Aynı şekilde vücudunuzda meydana gelen bir hasar da sizin duygu durumunuzu etkileyebilir. Descartes’in düalizm anlatısına uyan bu durum psikoloji ve psikiyatri alanlarında çığır açabilecek birçok terapi ve tedavi yönteminin de önünü açmıştır. İlaç tedavisinin etkili olabilmesi için terapi seansları ile birlikte yürütülmesinin gerekliliği kanıtlanmıştır. Psikolojik bozuklar bugün kanser, fiziksel travmalar ya da hepimizin karşılaştığı grip hastalıkları gibi somut kriterlerle tanımlanamaz fakat beyinde meydana gelen somut değişikliklerin tanımlanması ile “mutluluğun” nereye kaybolduğunu bulmamız mümkündür. Bu yazı halihazırda sıklıkla uygulanan bilişsel, davranışçı, psikoanalitik terapilerden farklı olarak bir terapi yöntemini hem fizyolojik hem de psikolojik açılardan tanıtma amacına hitap edecek: EMDR (Eye Movement Desensitization and Reprocessing) tedavisi.

EMDR yöntemi -Türkçe çevirisi ile göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme- ilk kez 1987 yılında Dr. Francine Shapiro tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Dr. Shapiro göz hareketlerinin bozukluğa yol açan düşüncelerin şiddetini azaltabildiğini keşfetmiştir ve bununla birlikte yaptığı çalışmalar sayesinde de EMDR terapisinin etkili olduğu bilimsel olarak gösterilmiştir. Bu keşif tesadüfi temellere dayanmaktadır. Doktora tezi hazırladığı dönemlerde Shapiro zorlu bir süreçten geçmektedir. Oturduğu bir bankta karşı sahada tenis maçı oynandığını fark eder ve bu maçı izlemeye başlar. Tenis topunun sağa ve sola hareketine daldıktan bir süre sonra sahip olduğu negatif duygularda azalma olduğunu fark eder ve bu konuyu araştırmaya başlar.

EMDR terapisi ile temelde psikolojik bozukluğa sahip bireylerin gözlerinin sağa ve sola hareket ettirilmesi ile beynin yarım kürelerinin uyarılması amaçlanır fakat bu terapi danışanı hipnoz etmeyi amaçlamaz.

Peki EMDR Terapisinin Hedef Kitlesi Kimlerdir?

EMDR spesifik olarak belirli bir yaş grubu ya da psikolojik bozukluğu hedef almamakla birlikte daha çok Travma Sonrası Stres Bozukluğu (PTSB), Panik Atak ve Anksiyete bozukluklarında kullanılmaktadır. Bunlara ek olarak:

  • Fobiler
  • Kronik hastalıklara bağlı bozukluklar
  • Kişilik bozuklukları
  • Yeme bozuklukları
  • Depresyon
  • Uyku bozuklukları
  • Stres bozuklukları gibi durumlarda da kullanılmaktadır.
Travmanın Hafızada Yer Edinmesi

EMDR terapisini açıklamadan önce beynin travmatik hafızayı oluşturma mekanizmasına bakalım. Anılar temel olarak beyinde depolanma özelliğine sahiptir ve bu, nöron ağı sayesinde gerçekleşir. Nöronların vücuttaki diğer hücrelerden farklı olarak öğrenme ve öğrendiğini depolama özellikleri bulunur. Bu özellik nöronların belirli amaç uğruna şekil değişikliğine uğrayabilmeleri (Nöroplastisite) ve kendi metabolizmalarını ihtiyaçlarına göre şekillendirebilmelerinden kaynaklanır. Nöroplastisite ise çevresel uyaranlar aracılığıyla ve genetik olarak düzenlenir. Öğrenme, var olan sinapsların yanında nöronlar arasında yeni sinapsların oluşmasıyla gerçekleşir. Sinaptogenez adı verilen bu olay nöroplastisite aracılığıyla oluşmaktadır. Hafıza oluşumunun moleküler temelleri ise beyinde oluşan LTP (uzun süreli uyarılma) modeli ile açıklanır. LTP modelini incelemeden önce nöronlar arasındaki iletiyi sağlayan nörotransmitter moleküllerden en önemlilerinden “Glutamat”a eğilmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Figür 1: Glutamat Reseptörleri

Glutamat, potansiyelin aktarılacağı nörondaki NMDA ve AMPA reseptörlerine bağlanır. Bu bağlanma sonucunda sinyalin aktarılmasıyla birlikte nöronda hücresel değişiklikler başlamış olur. LTP modeli ise temelde presinaptik nöron ya da sinir yoluna gelen aktivite frekansında artmaya bağlı olarak sinaps sayısının ve sinaptik gücün artması ile açıklanabilir. Bu aktivite artışında NMDA reseptörleri aracılı sinyal iletimi ve bunu takiben nöron içerisindeki yolaklar ile birlikte protein üretiminin artması görev almaktadır.

Oluşan nöronal ağ, beynin farklı bölgeleri ile etkileşir. Beynin sağ yarım küresi olumsuz duygular ve anıların hafızasının oluşmasından sorumlu iken sol yarım küre daha çok olumlu anıları barındırır. Bununla birlikte neokorteks gibi üst beyin merkezleri ve limbik sistem gibi alt beyin merkezleri de bu sürece katılarak uyarıların denetlenmesi ve bununla birlikte iradenin sağlanmasından sorumludur. Travmatik deneyimler ve beraberinde oluşan travmatik hafıza ise olumsuz duygular ile olumlu duyguların etkileşiminin önüne geçer. Bu nöronal ağda oluşan bozukluklardan kaynaklanır ve yeni bilgilerin saklanmasına engel oluşturur.

EMDR Nasıl Etki Eder?

EMDR’nin etkililiği henüz tam anlamıyla kanıtlanmamıştır. Bunun yanında EMDR’nin etki mekanizması hakkında da çeşitli hipotezler mevcuttur.

Beyin travmatik deneyimler ve tehlike anında “Savaş, kaç ya da don” komutları verir. Travma sonrası stres bozukluğu gibi durumlarda da yaşanan travma anında kalmamızın nedeni, yeni bilgileri işlememizin önünde engel oluşmasıdır. Bir arabanın alarmının arabaya düşen bir dal ya da oradan geçen bir kedi nedeniyle ötmeye başladığını düşünün. Halihazırda arabanın güvenliği ile ilgili bir sıkıntı oluşmamıştır fakat dışarıdan bir müdahale gelmediği sürece alarm ötmeye devam edecektir. Travmatik anılar da aynen bu şekilde o “an”da kalmamıza sebep olur. Yeni bilgilerin işlenmesi ve olumlu düşüncelerle iletişim kurulması sağlanmadığı sürece olumsuz duygu durumu süreklilik kazanacaktır. EMDR terapisi olumsuz deneyimlerin hafızadan silinmesine sebep olmaz fakat travmatik deneyimlerin işlenmesi ve bu sürecin tolere edilebilmesinde etkilidir. Yani alarmı yok etmek yerine susturmayı sağlayacak araç olarak karşımıza çıkmaktadır.

Figür 2: Terapinin Beyindeki etkileri

EMDR Terapisi Aşamaları
  1. Değerlendirme (Anamnez): Danışanın yaşadığı olumsuz deneyimin gelişimsel süreci ile dinlendiği ve hikayesinin alındığı aşamadır.
  2. Hazırlık: Bu aşamada danışan terapi hakkında bilgilendirilir. Bunun yanında danışan için güvenli alan oluşturulur.
  3. Değerlendirme: Bu aşama en önemli aşamalardan biridir. Bu aşamanın amaçları:
  • Olumsuzluk oluşturan deneyimin ya da stres kaynağının belirlenmesi
  • Bu deneyimin zihinde oluşturduğu olumsuz inancın tespit edilmesi
  • Bu olumsuz deneyime yönelik danışanda oluşması hedeflenen olumlu düşüncenin ve inancın tespit edilmesi
  • Hedeflenen inancın danışana ne kadar gerçekçi geldiğinin puanlama sistemiyle tespit edilmesi. (Puanlama 1-7 arasında gerçekleşir.)
  • Olumsuz anıya yönelik danışanın barındırdığı duyguların belirlenmesi
  • Bu duyguların bedende yarattığı rahatsızlıkların puanlama sistemi ile tespit edilmesidir. (Danışan puanlamayı 0-10 arasında gerçekleştirir.)
  1. Duyarsızlaştırma (Çift taraflı uyarımlar): Bu aşamada işlenmemiş olumsuz deneyimlerin beynin her iki yarısına işlenmesinin sağlanır.
  2. Yerleştirme: Bu aşama danışanda terapi bitimiyle oluşması beklenen pozitif inancın yerleştirildiği aşamadır.
  3. Beden tarama: Danışanın hedeflenen pozitif inancı bedensel duyum olarak fark etmesi beklenen aşamadır.
  4. Tamamlama: Seansın tamamlandığı aşamadır. Danışan gelecek süreç hakkında bilgilendirilir. Danışandan bir sonraki seansa kadar önemli gördüğü noktaların not etmesi istenir.
  5. Yeniden Değerlendirme: Bu aşamada terapist ve danışan birlikte değerlendirme yapar. Sürecin devam edip etmeyeceğine karar verilir.

Terapi süresi psikolojik bozukluğun derecesine, danışanın yaşına, geçmişine ve kişilik özelliklerine göre farklılık göstermektedir.

EMDR Terapisinin Diğer Terapilerden Farkı Nelerdir?

EMDR terapisi diğer terapilerden farklı olarak travmaya sebep olan düşünce ve duyguları değiştirmektense beynin doğal tedavi sürecini tetiklemeyi hedefler. Bununla birlikte travma hakkında detaylı konuşmayı ya da terapi seansları arasında davranışları değiştiren ödevlerle ilerlemeyi hedeflemez. Bu nedenlerle genel olarak terapi süreci daha kısadır.

Sonuç olarak küçüklüğünüzde okulda uğradığınız zorbalıktan sevdiğimiz birini kaybetmenin verdiği üzüntüye kadar her derecedeki travma bozuklukları tedavi edilmesi gereken bozukluklardır. Anılarımızı tamamen silmek gerçekçi olmasa da o travmatik anıların bizi geçmişe hapsetmesinin önüne geçebiliriz. Bu amacı gerçekleştirme yolunda EMDR terapisi ile beynimizin tehlike anındaki koruma mekanizmasına karışmak yerine doğal süreçte meydana gelen akıştaki aksamayı ortadan kaldırabiliriz.

Metin Kaynakçası

1- “About EMDR Therapy”.2021.Emdria.Org. https://www.emdria.org/about-emdr-therapy/

2- Schwartz,Arielle.2017.”How Does EMDR Therapy Work?”.arielleschwartz.Com. https://drarielleschwartz.com/how-does-emdr-therapy-work-dr-arielle-schwartz/#.YLIqRKgzZPY

3- “Psikolojik Travma ve EMDR”.2021. Davranış Bilimleri Enstitüsü. https://www.dbe.com.tr/tr/cocuk-ve-genc/8/emdr-nedir/

4- Gödeş,Mustafa.2013.”EMDR Terapisi-Vaka Örneği”. Psikoterapist.Com. https://www.psikoterapist.com.tr/emdr-terapisi-vaka-ornegi

5- Kılınç,Hafize.2019.“Psikolojik Tedavi Yöntemi ve EMDR Terapisi”.Bilimdili.Com. https://bilimdili.com/toplum/psikoloji/psikolojik-tedavi-yontemi-emdr-terapisi/

6- Engelhard,I.M.,van den Haut,M.A(2012).”How Does EMDR Work?”. Journal of Experimental Psychopathology. JEP Volume 3 (2012), Issue 5, 724–738 ISSN 2043-8087 / DOI:10.5127/jep.028212

Görsel Kaynakçası

Kapak Görseli- Amenclinics.Com. https://www.amenclinics.com/wp-content/uploads/2019/07/What-is-EMDR-Therapy.jpg

Figür 1- Researchgate.Com. https://www.researchgate.net/profile/Chris-Parsons-12/publication/5253355/figure/fig1/AS:394676088655883@1471109520945/NMDA-receptors-are-involved-in-Long-Term-Potentiation-LTP-a-neuronal-model-of-memory.png

Figür 2- Bilimdili.Com. https://i2.wp.com/bilimdili.com/wp-content/uploads/2019/11/Untitled-2.png?resize=1536%2C864&ssl=1

 

-Doğa Erol

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir