Ailemiz ve Mutluluğumuz Arasında Sahiden Bir İlişki Var mı?

/ / PSİKOLOJİ

Bu yazımızda çocukken yaşadıklarımızın yetişkinlik yaşamımıza etkisi olup olmadığını konuşacağız. Kahvelerinizi alın buyurun yazımızı okumaya!

Mutluluk insanlık var olduğundan beri insanlığın en önemli “amaçları” arasında yer almış ve çoğumuz için mutluluk ailemizle aramızdaki ilişkiyle paralel irdelemiştir. Aile ile olan ilişkimiz, yaşamımızın farklı dönemlerinde değişebilir ancak çoğu durumda şu anki mutluluğumuz üstünde önemli bir etkiye sahiptir.

Yapılan araştırmalara göre mutluluğumuz, aile içindeki sevgi ve dayanışma ile doğrudan ilgili olup bebeklik döneminden bu yana zorlukları daha kolay atlatmamıza hayata daha kolay göğüs germemizin birincil nedenidir. Böylece ailemizin bize verdiği bu destek sayesinde mutlu oluruz. Bebekler üzerinde yapılan bir deneye göre çok sevgi gören bebeklerin az sevgi görenlere göre çok daha sağlıklı olduğu tespit edilmiştir. Ancak, aile ile ilgili her zaman mutluluk söz konusu değildir. Aile içindeki sorunlar, tartışmalar ve anlaşmazlıklar da yaşanabilir. Bu durumda yapılması gereken şey, açık ve doğru iletişim kurarak sorunların çözümüne odaklanmaktır. Ancak bazen 0-3 yaş arası yaşadığımız sorunları, ailemizle olan ilişkimizi büyüyünce unuttuğumuzu varsayıp hayatımıza devam edebiliyoruz.

Oysa ki araştırmacı Jeffrey Young çocukluğumuzdan getirdiğimiz şema modellerinin yetişkinlik yaşamımızda iş ilişkilerimizi, romantik ilişkilerimizi, ailevi ilişkilerimizi yönettiğini söylüyor. Bunun için de şema terapi adlı yöntemi geliştiriyor. Jeffrey Young tarafından geliştirilen Şema Terapisi, kişilerin duygusal ve davranışsal sorunlarını çözmek için kullanılan terapi yöntemidir. Bu yöntemde terapist kişinin yaşamındaki olumsuz şemaları tanımlamak ve değiştirmek üzerine odaklanır. Şema Terapi, kişinin çocukluk ,bebeklik döneminde edindiği ve bunu yetişkinliğine ilişkilerine taşıdığı olumsuz inançları ve davranış kalıplarını ele alır. Bu olumsuz inançlar ve kalıplar, kişinin yetişkin hayatındaki ilişkilerinde sorunlara neden olabilir. Örneğin, bir kişi çocukluğunda yeterince sevgi ve ilgi görmemişse, yetişkin hayatında da bu ihtiyacını karşılamak için yanlış ilişkilere yönelebilir. Şema Terapi, bu olumsuz inançları ve kalıpları değiştirerek kişinin daha sağlıklı ilişkiler kurmasına yardımcı olmak için geliştirilmiştir.

Bizim yazımızın anlaşılabilirliği açısından bir örnek üzerinden gitmek çok daha yararlı olur. Alex isimli genç çocukluğunda babasının diplomat olmasından dolayı yetişkin olana dek pek çok ülke, bakıcı değiştirmiş; zaman zaman da anne ve babasının daha zorlu yaşama sahip ülkelere gitmesinden dolayı anneannesinin yanında bırakılmıştır. Alex yetişkin olduğunda tıp fakültesi eğitimini tamamlayıp doktor olmuştur ancak yolunda gitmeyen bir şeyler vardır. Alex tanımadan randevuya çıktığı her kadına ilk buluşmada bağlanmakta, karşısındaki kişiyle yoğun gelecek hayalleri kurmakta ve o olmazsa tabiri caizse yaşayamayacak gibi hissetmektedir. Bu ilişkilerinde Alex, ilk haftadan yoğun ilgi gösterdiği partnerinden dönüş alamayınca öfkelenmekte, partneri iş gezisine bile gitse kaygıya kapılmaktadır. En son sevgilisi Lara’nın Alex’ten ayrılma sebebi ise Alex’in partnerini yüzlerce kez araması, mesaj atması ve 2 saat bile ayrı kalmaya dayanamamasıdır. İlişkilerinde benzer döngüler yaşamış ve bunun sonucu olarak terapiste başvurmuştur.

Terapist, Alex’i gözlemleyip seanslardan sonra Alex’in terk edilme şeması geliştirdiğini gözlemlemiş ve ona Jeffrey Young’un “Hayatı Yeniden Keşfedin” adlı eserinden bazı kesitler sunmuştur: “Muhtemelen sizi terk etme potansiyeli olan sevgililere doğru itiliyorsunuz.” ” Tutarlı bir ilişki için hiç umut vadetmeyen insanlar aramıyorsunuz, siz daha çok tutarlılık için birazcık ümit veren insanlardan etkileniyorsunuz. Tamamıyla ümit vermeyen, ümit ve kuşku karışımı içinde size bir şeyler sunanlarla ilgileniyorsunuz.” “Belli seviyede bağlanma ve bağlılık gösteren eşlerden en çok etkileniyorsunuz ancak mutlak olarak onların kalacağından emin değilsiniz. Dengesiz olan bir aşk ilişkisi ile yaşamak sizi rahat hissettirir ve size tanıdık gelir. Sizin her zaman bildiğiniz budur. Dengesizlik şemanızı etkinleştirmeyi sürdürür ve kimyanın sürekli akışına neden olur. Tutkulu bir şekilde aşık olarak kalmanızı sağlar. Sizin gerçekten yanınızda olmayan insanları seçmeniz çocukluk terkedilmenizi yeniden etkinleştirmeye devam ettiğinizi gösterir.” “Ne zaman ilişkinin tehdit altında olduğunu hissetseniz çok güçlü bir duygusal tepki verirsiniz.” “Kopma terkedilme için karşıt saldırıdır. Koptuğunuz zamanlarda bağlanma ihtiyacınızı inkar edersiniz. bir meydan okumadır. “Sana ihtiyacım yok.” kopmanız ile karışık genelde içinizde bir öfke vardır ve kısmen bu cezalandırıcıdır. Eşinizi sizden uzaklaştığı, sizin ihtiyacınız olanı size vermediği için cezalandırırsınız.” “Bir tarafınız yakınlık ister, diğer tarafınız terkedilmeyi bekler. Bir parçanız yakınlık ister, diğer tarafınız öfkelidir. Genelde de bu öfkeye neden olacak bir şeyler olmamıştır.”

Alex tüm bu anekdotları doğrulamış ve yaşamında hep benzer döngüleri yaşadığını, terk edilmekten korktuğu için karşıdaki kişiye yapıştığını doğrulamış ve bunun çözümü için ne yapabileceğini sormuştur. Bunu irdelemeden önce terk edilme şemasını inceleyelim.

Terk edilme şeması, kişinin çocukluk veya gençlik yıllarında yaşadığı, ebeveyn figürlerinden birinin veya her ikisinin de kişiyi terk ettiği veya ihmal ettiği deneyimler sonucu gelişen bilişsel, duygusal ve davranışsal bir kalıptır. Bu tür bir deneyim, kişinin kendine olan güvenini, başkalarına güvenini ve ilişkilerde duygusal yakınlık kurma becerisini olumsuz yönde etkileyebilir. Terk edilme şeması olan kişiler, genellikle yoğun bir terk edilme korkusu yaşarlar, başkalarının kendilerini terk edeceğinden sürekli endişe ederler ve ilişkilerde yakınlık kurmakta zorlanırlar. Ayrıca, kendilerini yetersiz veya sevilmeye değmez hissederler ve bu nedenle kendilerine sürekli eleştirilerde bulunurlar. Terapi sürecinde, terapist önce kişinin yaşamındaki olumsuz şemaları belirler. Daha sonra, bu şemaların nedenleri ve sonuçları üzerine çalışılır. Kişiye yeni ve sağlıklı davranış kalıpları öğretilir ve uygulamasına yardımcı olunur. Şema Terapisi aynı zamanda aile terapisi için de kullanılabilir. Aile üyelerinin olumsuz şemaları belirlenir ve aile içindeki dinamikler üzerine çalışılır. Aile üyeleri, birbirleriyle sağlıklı iletişim kurmayı ve daha sağlıklı ilişkiler kurmayı öğrenirler. Şema Terapisi, diğer terapi yöntemleriyle de birlikte kullanılabilir. Örneğin, kognitif davranışçı terapi veya psikanaliz gibi terapilerle birlikte kullanılabilir. Bu sayede, kişinin sorunlarına daha kapsamlı bir şekilde yaklaşılabilir.

Sonuç olarak, Şema Terapisi kişilerin yaşamındaki olumsuz şemaları tanımlayarak değiştirmeye odaklanan bir terapi yöntemidir. Bu terapi yöntemi, kişinin çocukluk döneminde edindiği olumsuz inançları ve davranış kalıplarını ele alır. Aynı zamanda aile terapisi için de kullanılabilir ve diğer terapi yöntemleriyle birlikte kullanılabilir. Şema Terapi, kişinin daha sağlıklı ilişkiler kurmasına ve mutlu bir yaşam sürmesine yardımcı olur.

Eğer siz de bu konuyla ilgilendiyseniz ve araştırmak isterseniz Jeffrey Young’un “Hayatı Yeniden Keşfedin” adlı kitabını okuyabilirsiniz. Kendinizi keşfettiğiniz nice günlere!

 

-Sena BOSTAN

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir